Ortadoğu'da Emperyalizm

Stok Kodu:
9786059922593
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
228
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%18 indirimli
140,00TL
114,80TL
Taksitli fiyat: 9 x 14,03TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786059922593
1053903
Ortadoğu'da Emperyalizm
Ortadoğu'da Emperyalizm
114.80

Sovyetler Birliğinin çöküşünün ardından ABD'nin 1990'ların başında uygulamaya koyduğu Büyük Ortadoğu Projesi'nin-BOP, (Greater Middle East) varlığından bölge ülkeleri ancak yıllar sonra haberdar olmuşlardır. Fas'tan Pakistan'a (hatta Endonezya ve Malezya'ya), Somali'den Kazakistan'a, Yemen'den Bosna'ya, Azerbaycan'a uzanan bu geniş coğrafyada, ABD'nin 1991'den beri yürüttüğü askeri operasyonlar ve dayattığı siyasi, sosyal ve ekonomik çözümler hep bu projenin birer parçaları durumundadır. Amerika ve İngiltere'nin bugün Ortadoğu'da uyguladıkları ve planladıkları projelere baktığımızda Soğuk Savaş döneminde bölgede uyguladıkları politikalarla benzerlik taşıdığı görülmektedir. Soğuk Savaş döneminde komünizm tehlikesi kullanılarak İngiltere ve Amerika'nın bölgedeki çıkarları söz konusu olmuş, bugün ise terör tehlikesi kullanılarak yine aynı çıkarların söz konusu olduğunu görüyoruz. Soğuk Savaş döneminde bölge ülkelerinin askeri ve ekonomik olarak desteklenmesi çerçevesinde bu ülkelerin Batı'lı ülkelerle adı geçen alanlarda işbirliği yapmaları ve pazar oluşturmaları öngörülmekteydi. Fakat bu projelerde bölge ülkelerine yönelik bir demokratikleşme programı öngörülmemişti. Aksine bölge ülkelerindeki statükonun devam ettirilmesi istenmişti. Bugün, Amerika ve İngiltere'nin bölgeye yönelik geliştirdiği projelere (özellikle Büyük Ortadoğu Projesine) baktığımızda tıpkı Soğuk Savaş döneminde öngörüldüğü gibi bölge ülkelerin askeri ve ekonomik bakımdan yine bir kaynak ve pazar olarak görüldüğü, fakat bunun dışında Soğuk Savaş döneminde öngörülmeyen demokratikleşme hareketlerini de içerdiğini görüyoruz. Yani BOP çerçevesinde bölge ülkelerinin siyasi yapılarına da müdahale edileceği anlaşılmaktadır. Bütün bu gelişmelerden bölgedeki ülkeler paylarına düşeni alacaktır. Fakat burada önemli olan Türkiye'nin bölgedeki çıkarlarıdır. Hatta bunun da ötesinde, Türkiye'nin kendi sınırları içerisinde çıkabilecek yeni durumların bölgedeki çıkarlarından daha da önemli hale gelip gelmeyeceğidir. Yine Soğuk Savaş dönemine baktığımızda Türkiye'nin bölgeye yönelik politikalarında (özellikle savunma alanında) tamamen Amerika ve İngiltere ile birlikte hareket ettiğini görüyoruz. Fakat bu politikalarında pek başarılı olduğu söylenemez. Bugün yine Amerika ve İngiltere ile birlikte (özellikle BOP çerçevesinde) hareket etmesinin kendisine neler sağlayacağını veya neler kaybettireceğini çok iyi hesaplaması gerekmektedir. Bu bağlamda bugün Türkiye bir yol ayrımındadır; ya BOP projesinde yer alıp Amerika ile birlikte hareket edecektir ya da mevcut durumunu muhafaza edecektir. Bu orta ve uzun vadede ne Irak, ne Suriye ne de Büyük Ortadoğu Projesi meselesidir, bu orta ve uzun vadede Türkiye'nin “Büyük Türkiye” mi yoksa “Küçük Türkiye” mi olup olmayacağı meselesidir.

Sovyetler Birliğinin çöküşünün ardından ABD'nin 1990'ların başında uygulamaya koyduğu Büyük Ortadoğu Projesi'nin-BOP, (Greater Middle East) varlığından bölge ülkeleri ancak yıllar sonra haberdar olmuşlardır. Fas'tan Pakistan'a (hatta Endonezya ve Malezya'ya), Somali'den Kazakistan'a, Yemen'den Bosna'ya, Azerbaycan'a uzanan bu geniş coğrafyada, ABD'nin 1991'den beri yürüttüğü askeri operasyonlar ve dayattığı siyasi, sosyal ve ekonomik çözümler hep bu projenin birer parçaları durumundadır. Amerika ve İngiltere'nin bugün Ortadoğu'da uyguladıkları ve planladıkları projelere baktığımızda Soğuk Savaş döneminde bölgede uyguladıkları politikalarla benzerlik taşıdığı görülmektedir. Soğuk Savaş döneminde komünizm tehlikesi kullanılarak İngiltere ve Amerika'nın bölgedeki çıkarları söz konusu olmuş, bugün ise terör tehlikesi kullanılarak yine aynı çıkarların söz konusu olduğunu görüyoruz. Soğuk Savaş döneminde bölge ülkelerinin askeri ve ekonomik olarak desteklenmesi çerçevesinde bu ülkelerin Batı'lı ülkelerle adı geçen alanlarda işbirliği yapmaları ve pazar oluşturmaları öngörülmekteydi. Fakat bu projelerde bölge ülkelerine yönelik bir demokratikleşme programı öngörülmemişti. Aksine bölge ülkelerindeki statükonun devam ettirilmesi istenmişti. Bugün, Amerika ve İngiltere'nin bölgeye yönelik geliştirdiği projelere (özellikle Büyük Ortadoğu Projesine) baktığımızda tıpkı Soğuk Savaş döneminde öngörüldüğü gibi bölge ülkelerin askeri ve ekonomik bakımdan yine bir kaynak ve pazar olarak görüldüğü, fakat bunun dışında Soğuk Savaş döneminde öngörülmeyen demokratikleşme hareketlerini de içerdiğini görüyoruz. Yani BOP çerçevesinde bölge ülkelerinin siyasi yapılarına da müdahale edileceği anlaşılmaktadır. Bütün bu gelişmelerden bölgedeki ülkeler paylarına düşeni alacaktır. Fakat burada önemli olan Türkiye'nin bölgedeki çıkarlarıdır. Hatta bunun da ötesinde, Türkiye'nin kendi sınırları içerisinde çıkabilecek yeni durumların bölgedeki çıkarlarından daha da önemli hale gelip gelmeyeceğidir. Yine Soğuk Savaş dönemine baktığımızda Türkiye'nin bölgeye yönelik politikalarında (özellikle savunma alanında) tamamen Amerika ve İngiltere ile birlikte hareket ettiğini görüyoruz. Fakat bu politikalarında pek başarılı olduğu söylenemez. Bugün yine Amerika ve İngiltere ile birlikte (özellikle BOP çerçevesinde) hareket etmesinin kendisine neler sağlayacağını veya neler kaybettireceğini çok iyi hesaplaması gerekmektedir. Bu bağlamda bugün Türkiye bir yol ayrımındadır; ya BOP projesinde yer alıp Amerika ile birlikte hareket edecektir ya da mevcut durumunu muhafaza edecektir. Bu orta ve uzun vadede ne Irak, ne Suriye ne de Büyük Ortadoğu Projesi meselesidir, bu orta ve uzun vadede Türkiye'nin “Büyük Türkiye” mi yoksa “Küçük Türkiye” mi olup olmayacağı meselesidir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat