Târih-i edyanın ders olarak okutulmasını ele alan elinizdeki çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, tarîh-i edyân dersinin Osmanlı’daki serüvenini, bu dersi verenleri, kaleme almış oldukları kitapları ve onların değerlendirilmesini konu edinmektedir. İkinci bölüm ise, târih-i edyân dersi için yazılmış iki giriş kitabını Mahmûd Esâd Seydişehrî: Târih-i edyân (Medhal) ve Esâd: Tahlîlî ve tenkîdî târih-i edyân’ın latinizesini içermektedir. Kitapların yazılışından her ne kadar yüzyıldan fazla bir zaman geçmiş olsa da ele aldıkları;
târih-i edyânın bir bilim dalı olarak ortaya çıkışı, diğer bilimlerle ilişkisi, dinin tanımı, dinin kökeni (animizm, fetişizm, totemizm) gibi konular, bugün hala dinler tarihi derslerinde yer
bulmaktadır. Bu köken teorileri -bazıları tarafından teoriden ziyade bilimsel veriler olarak kabul edildiği için- savunan kitaplar, eleştirilerini konu edinen kitaplarla birlikte çevrilmeye ve
yayınlanmaya devam etmekte olduklarından, ilmen değilse de ideolojik okuma biçimleri olarak etkilerinin hala devam ettiğini gösterir.
Târih-i edyanın ders olarak okutulmasını ele alan elinizdeki çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, tarîh-i edyân dersinin Osmanlı’daki serüvenini, bu dersi verenleri, kaleme almış oldukları kitapları ve onların değerlendirilmesini konu edinmektedir. İkinci bölüm ise, târih-i edyân dersi için yazılmış iki giriş kitabını Mahmûd Esâd Seydişehrî: Târih-i edyân (Medhal) ve Esâd: Tahlîlî ve tenkîdî târih-i edyân’ın latinizesini içermektedir. Kitapların yazılışından her ne kadar yüzyıldan fazla bir zaman geçmiş olsa da ele aldıkları;
târih-i edyânın bir bilim dalı olarak ortaya çıkışı, diğer bilimlerle ilişkisi, dinin tanımı, dinin kökeni (animizm, fetişizm, totemizm) gibi konular, bugün hala dinler tarihi derslerinde yer
bulmaktadır. Bu köken teorileri -bazıları tarafından teoriden ziyade bilimsel veriler olarak kabul edildiği için- savunan kitaplar, eleştirilerini konu edinen kitaplarla birlikte çevrilmeye ve
yayınlanmaya devam etmekte olduklarından, ilmen değilse de ideolojik okuma biçimleri olarak etkilerinin hala devam ettiğini gösterir.