Osmanlı Hilafetine Adanan Tefsir Nusratü’l-İslâm

Stok Kodu:
9786259745220
Boyut:
13x21
Sayfa Sayısı:
225
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%24 indirimli
215,00TL
163,40TL
Taksitli fiyat: 9 x 19,97TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786259745220
1360488
Osmanlı Hilafetine Adanan Tefsir Nusratü’l-İslâm
Osmanlı Hilafetine Adanan Tefsir Nusratü’l-İslâm
163.40

İslâmiyet’in siyasî birlik olarak mevcudiyeti hicretten sonra başlar. Siyaset biliminin bir devletin oluşması için gerekli gördüğü hâkimiyet, ülke ve halk unsurları Medine döneminde mevcuttur. Hz. Muhammed’in (s.a.s.) vefatı üzerine, Hz. Ebu Bekir Müslümanların başına geçmiş ve böylece Hilâfet dönemi başlamıştır. Muaviye’nin hilâfet makamına geçişiyle birlikte sona ermiş olan bu ilk devir, Raşit Halifeler dönemi olarak anılmaktadır. Muaviye ile başlayan Emevîler döneminde ve onların yerine geçen Abbasîler döneminde, üçüncü asrın ortalarına dek genellikle güçlü, dirayet sahibi, gayretli halifelerin yönetiminde İslâm Devleti sürekli olarak yükselmiş, medeniyet İslâm’ın gölgesinde zenginleşmiştir. Bir şekilde sürüp giden hilâfetin büründüğü son şekil ise Osmanlı Devleti olmuştur. Fakat Osmanlı Devleti zayıflayıp savunma görevini yerine getiremez hale gelmiş ve Birinci Dünya Savaşı’nın ardından yıkılmıştır. Tarih boyunca, yöneticilerin faaliyetlerine zemin oluşturan siyasî düşünce geleneği genel olarak siyasetnamelerde yer almıştır. Hilâfetin fiilen sona erdiği ve İslâm dünyasının Batı karşısında bozguna uğradığı dönemde ise yeni bir tefsir çeşidi ortaya çıkmıştır. İçtimî/Siyasî Tefsir diyebileceğimiz bu yeni yöntemin bir örneği de Faslı âlim Abdulvehhab Lukaş’ın Nusratü’l-İslâm adlı eseridir. Derkâviyye-Şâzeliyye tarikatına mensup bir sufi olan müfessir Abdulvehhab Lukaş, on beş cilt halinde yayınlanan tefsirini, Müslümanları Osmanlı hilâfetinin sancağı altında birlik olmaya davet etmek amacıyla kaleme almıştır. Lukaş’ın bu eseri, az bulunan işârî-içtimaî tefsir örneklerindendir. Abdulvehhab Lukaş’ın Nusratü’l-İslâm adlı eserinin siyasî yönü bu çalışmanın ana konusunu oluşturmaktadır.

İslâmiyet’in siyasî birlik olarak mevcudiyeti hicretten sonra başlar. Siyaset biliminin bir devletin oluşması için gerekli gördüğü hâkimiyet, ülke ve halk unsurları Medine döneminde mevcuttur. Hz. Muhammed’in (s.a.s.) vefatı üzerine, Hz. Ebu Bekir Müslümanların başına geçmiş ve böylece Hilâfet dönemi başlamıştır. Muaviye’nin hilâfet makamına geçişiyle birlikte sona ermiş olan bu ilk devir, Raşit Halifeler dönemi olarak anılmaktadır. Muaviye ile başlayan Emevîler döneminde ve onların yerine geçen Abbasîler döneminde, üçüncü asrın ortalarına dek genellikle güçlü, dirayet sahibi, gayretli halifelerin yönetiminde İslâm Devleti sürekli olarak yükselmiş, medeniyet İslâm’ın gölgesinde zenginleşmiştir. Bir şekilde sürüp giden hilâfetin büründüğü son şekil ise Osmanlı Devleti olmuştur. Fakat Osmanlı Devleti zayıflayıp savunma görevini yerine getiremez hale gelmiş ve Birinci Dünya Savaşı’nın ardından yıkılmıştır. Tarih boyunca, yöneticilerin faaliyetlerine zemin oluşturan siyasî düşünce geleneği genel olarak siyasetnamelerde yer almıştır. Hilâfetin fiilen sona erdiği ve İslâm dünyasının Batı karşısında bozguna uğradığı dönemde ise yeni bir tefsir çeşidi ortaya çıkmıştır. İçtimî/Siyasî Tefsir diyebileceğimiz bu yeni yöntemin bir örneği de Faslı âlim Abdulvehhab Lukaş’ın Nusratü’l-İslâm adlı eseridir. Derkâviyye-Şâzeliyye tarikatına mensup bir sufi olan müfessir Abdulvehhab Lukaş, on beş cilt halinde yayınlanan tefsirini, Müslümanları Osmanlı hilâfetinin sancağı altında birlik olmaya davet etmek amacıyla kaleme almıştır. Lukaş’ın bu eseri, az bulunan işârî-içtimaî tefsir örneklerindendir. Abdulvehhab Lukaş’ın Nusratü’l-İslâm adlı eserinin siyasî yönü bu çalışmanın ana konusunu oluşturmaktadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat