Balkan Gözüyle Osmanlı" dizisinin ilk kitabı olan elinizdeki çalışma; Arnavutluk’un Osmanlı’ya katılmasından Osmanlı’nın son günlerine kadar üst düzey devlet kademelerinde görev yapmış çok sayıda insan yetiştiren mahallî bir eşraf ailesine mensup olan Avlonyalı Süreyya Bey’in, Arnavutluk Milli Kütüphanesi’nde Osmanlıca olarak bulunan yazma halindeki "Hatırat ve Terâcim-i Ahval" başlıklı hatıralarını içeriyor.
Hatırat, Arnavutluk’un Osmanlı Devleti’nden ayrılarak bağımsızlığını ilan ettiği 1912’den 1920’ye kadar olan dönemi kapsamakla birlikte, Osmanlı dönemi de hatıraların önemli bir kısmını oluşturuyor. Eser, özellikle Avusturya ve İtalya gibi Avrupa devletlerinin ve Balkanlar’ın yakın tarihinin karanlık noktalarına ışık tutacak tanıklıklar da içeriyor. İttihat ve Terakki dönemi, Balkan Harbi ve Dünya Harbi sırasında yaşanan önemli olaylar hakkındaki ilk elden tanıklıkları ve dönemin önde gelen kişileri hakkındaki hal tercemeleriyle de ayrı bir öneme sahip bulunan bu hatıratın, tarih yazımımızdaki rahatsız edici bir boşluğu doldurmasını temenni ediyoruz.
Balkan Gözüyle Osmanlı" dizisinin ilk kitabı olan elinizdeki çalışma; Arnavutluk’un Osmanlı’ya katılmasından Osmanlı’nın son günlerine kadar üst düzey devlet kademelerinde görev yapmış çok sayıda insan yetiştiren mahallî bir eşraf ailesine mensup olan Avlonyalı Süreyya Bey’in, Arnavutluk Milli Kütüphanesi’nde Osmanlıca olarak bulunan yazma halindeki "Hatırat ve Terâcim-i Ahval" başlıklı hatıralarını içeriyor.
Hatırat, Arnavutluk’un Osmanlı Devleti’nden ayrılarak bağımsızlığını ilan ettiği 1912’den 1920’ye kadar olan dönemi kapsamakla birlikte, Osmanlı dönemi de hatıraların önemli bir kısmını oluşturuyor. Eser, özellikle Avusturya ve İtalya gibi Avrupa devletlerinin ve Balkanlar’ın yakın tarihinin karanlık noktalarına ışık tutacak tanıklıklar da içeriyor. İttihat ve Terakki dönemi, Balkan Harbi ve Dünya Harbi sırasında yaşanan önemli olaylar hakkındaki ilk elden tanıklıkları ve dönemin önde gelen kişileri hakkındaki hal tercemeleriyle de ayrı bir öneme sahip bulunan bu hatıratın, tarih yazımımızdaki rahatsız edici bir boşluğu doldurmasını temenni ediyoruz.