Osmanlı Türkçesi Yazım Kılavuzu

Stok Kodu:
9789754689075
Boyut:
10x20
Sayfa Sayısı:
360
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
%17 indirimli
100,00TL
83,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 10,14TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9789754689075
877567
Osmanlı Türkçesi Yazım Kılavuzu
Osmanlı Türkçesi Yazım Kılavuzu
83.00

Osmanlı Türkçesi Metinlerinin imlâsında sözcük-lerin bağlı olduğu dilin yazım kuralı esas alınır. Bir sözcük Arapça veya Farsça kökenli ise, bu dillerdeki yazılış şeklinde değişiklik yapılmaz; o dildeki imlâsı ile yazılır. Türkçe kökenli kelimelerin imlâsında yüz-yıldan yüzyıla değişiklik görülür. Hatta bir sayfada Türkçe bir sözcüğün birden çok yazılış şekline rast-lamak mümkündür. Eski Anadolu Türkçesi metinle-rinde imlâ sorununu çözmek için harekelendirme yo-luna gidilmiştir. Gerçekten de 13.-15. yüzyıllarda ya-zılmış Türkçe el yazmalarının çoğunlukla hareketlen-dirilmiş olması imlâ sorununun varlığına delil olduğu gibi, aynı zamanda bir şekilde bu soruna çözüm ara-yışlarının süregeldiğini de kanıtlar.

Arap alfabesi ile “a, e, ı, i, o, ö, u, ü” gibi ün-lülerin bir kısmı kolayca yazılabilse de, bir kısmı or-tak harfler kullanılarak yazılır. Ayırt edici bir harf bu-lunmadığı için o sözcüğün telaffuz şekli Arap alfabe-si ile gösterilemez. Ünlü doğubilimci Meninski çok dilli sözlüğünde Latin alfabesi ve kendi geliştirdiği transkripsiyon sisteminin yardımıyla, telaffuzunda şüpheye düşülen kimi Türkçe sözcüklerin okunuşuna açıklık getirmiştir. Türkiye'de yeni Türk alfabesine geçildikten sonra okuma ve yazma sorunu çözülmüş, bilimsel metinlerin tenkitli neşrinde transkripsiyon alfabesi bir başka deyişle çevrimyazı alfabesi kulla-nılarak hata oranı sıfıra indirilmiştir denilebilir.

18. yüzyıldan sonra yazılan Osmanlı Türkçesi me-tinlerinde imlâ, sistemleşme sürecinde haylice yol al-mış olsa bile, yazma sorunları devam etmiştir. 20. yüzyılın çeyreğine kadar çıkan süreli yayınlara, her türdeki ve konudaki kitaplara göz atıldığında, hiç olmazsa çekim eklerinde ve bazı eklerin yazımlarında bir ortak yol bulunduğu görülecektir.

Hatırladığım kadarıyla, Osmanlı Türkçesinin derli toplu bir yazım kılavuzu yazılmamıştır. Bu ihtiyacı göz önünde bulundurarak Eski Türkçeden Yeni Türk-çeye ve Yeni Türkçeden Eski Türkçeye olmak üzere çift taraflı alfabetik bir kılavuz hazırlamayı düşün-düm. Tamamen metin taramasından çıkardığım veri-leri yine Say Yayınları arasında yayımlanan iki ciltlik Osmanlı Türkçesi Sözlüğünün dizin bölümünden de yararlanarak toplam olarak yirmi bin maddeden olu-şan bir yazım kılavuzu hazırladım. Bu kılavuzda ba-zen bir maddenin birden çok yazılış şekli görüle-cektir. Bunun sebebi yukarıda verdiğim izahata da-yanmaktadır.

19. yüzyıl metinlerinden başlamak suretiyle geri-ye doğru gidecek kapsamlı bir metin taramasıyla eli-nizdeki yazım kılavuzunun hacmini artırmak müm-kündür. Böyle bir tarama faaliyetinde özellikle üni-versitelerin Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde ya-pılan akademik çalışmaların katkısı büyük olacaktır. Anılan özelliklerde bir kılavuza ihtiyaç duyulursa, işbirliği ile göz doldurucu çalışmalar yapılabilir.

Sunulan bu çalışmanın yararlı olmasını umuyorum.

Prof. Dr. Mehmet KANAR

Osmanlı Türkçesi Metinlerinin imlâsında sözcük-lerin bağlı olduğu dilin yazım kuralı esas alınır. Bir sözcük Arapça veya Farsça kökenli ise, bu dillerdeki yazılış şeklinde değişiklik yapılmaz; o dildeki imlâsı ile yazılır. Türkçe kökenli kelimelerin imlâsında yüz-yıldan yüzyıla değişiklik görülür. Hatta bir sayfada Türkçe bir sözcüğün birden çok yazılış şekline rast-lamak mümkündür. Eski Anadolu Türkçesi metinle-rinde imlâ sorununu çözmek için harekelendirme yo-luna gidilmiştir. Gerçekten de 13.-15. yüzyıllarda ya-zılmış Türkçe el yazmalarının çoğunlukla hareketlen-dirilmiş olması imlâ sorununun varlığına delil olduğu gibi, aynı zamanda bir şekilde bu soruna çözüm ara-yışlarının süregeldiğini de kanıtlar.

Arap alfabesi ile “a, e, ı, i, o, ö, u, ü” gibi ün-lülerin bir kısmı kolayca yazılabilse de, bir kısmı or-tak harfler kullanılarak yazılır. Ayırt edici bir harf bu-lunmadığı için o sözcüğün telaffuz şekli Arap alfabe-si ile gösterilemez. Ünlü doğubilimci Meninski çok dilli sözlüğünde Latin alfabesi ve kendi geliştirdiği transkripsiyon sisteminin yardımıyla, telaffuzunda şüpheye düşülen kimi Türkçe sözcüklerin okunuşuna açıklık getirmiştir. Türkiye'de yeni Türk alfabesine geçildikten sonra okuma ve yazma sorunu çözülmüş, bilimsel metinlerin tenkitli neşrinde transkripsiyon alfabesi bir başka deyişle çevrimyazı alfabesi kulla-nılarak hata oranı sıfıra indirilmiştir denilebilir.

18. yüzyıldan sonra yazılan Osmanlı Türkçesi me-tinlerinde imlâ, sistemleşme sürecinde haylice yol al-mış olsa bile, yazma sorunları devam etmiştir. 20. yüzyılın çeyreğine kadar çıkan süreli yayınlara, her türdeki ve konudaki kitaplara göz atıldığında, hiç olmazsa çekim eklerinde ve bazı eklerin yazımlarında bir ortak yol bulunduğu görülecektir.

Hatırladığım kadarıyla, Osmanlı Türkçesinin derli toplu bir yazım kılavuzu yazılmamıştır. Bu ihtiyacı göz önünde bulundurarak Eski Türkçeden Yeni Türk-çeye ve Yeni Türkçeden Eski Türkçeye olmak üzere çift taraflı alfabetik bir kılavuz hazırlamayı düşün-düm. Tamamen metin taramasından çıkardığım veri-leri yine Say Yayınları arasında yayımlanan iki ciltlik Osmanlı Türkçesi Sözlüğünün dizin bölümünden de yararlanarak toplam olarak yirmi bin maddeden olu-şan bir yazım kılavuzu hazırladım. Bu kılavuzda ba-zen bir maddenin birden çok yazılış şekli görüle-cektir. Bunun sebebi yukarıda verdiğim izahata da-yanmaktadır.

19. yüzyıl metinlerinden başlamak suretiyle geri-ye doğru gidecek kapsamlı bir metin taramasıyla eli-nizdeki yazım kılavuzunun hacmini artırmak müm-kündür. Böyle bir tarama faaliyetinde özellikle üni-versitelerin Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde ya-pılan akademik çalışmaların katkısı büyük olacaktır. Anılan özelliklerde bir kılavuza ihtiyaç duyulursa, işbirliği ile göz doldurucu çalışmalar yapılabilir.

Sunulan bu çalışmanın yararlı olmasını umuyorum.

Prof. Dr. Mehmet KANAR

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat