Osmanlı’da Huzur Dersleri Ramazan ayında, padişahın riyasetinde belirli plan ve program çerçevesinde yapılan tefsir dersleridir. Bu dersler, III. Mustafa zamanında h.1172/m. 1759 yılında resmiyet kazanmış ve hilafetin ilgasına kadar devam etmiştir. İslam ilim geleneğinde Huzur Dersleri; muhâkemât, muhâdarât ve mecâlîs gibi ilmi toplantılarla benzerlik göstermektedir. Bu dersler, ümera ile ulemanın ilmi meclislerde bir araya gelmesine zemin hazırlamıştır. Dönemin önde gelen ilim adamları, mukarrir ve muhatap olarak bu derslerde görev almıştır. Bu toplantılara padişahlar; dinleyici, müzakereci ve yönetici olarak katılmıştır. Derslerin ana konusunu Kur’an âyetleri oluşturmaktadır. Derslerde takririn ardından müzakere heyeti, mukarrire sorular yönelterek soru-cevap usulüyle değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Huzur Dersleri, Kur’an âyetlerinin yorumlanması ve müzakere edilmesi açısından tefsir ilminin bir konusudur. Huzur Dersleri bağlamında araştırılması gereken konuların başında derslerin içeriği gelmektedir. Zira derslerin mahiyetini soruşturan ve bu doğrultuda inceleyen araştırmalar, Huzur Dersleri’nin tamamına oranla henüz azınlıktadır. Toplamda 1300’den fazla gerçekleştirilen meclislerde, bugün için ulaşılan ders kaydı sayısı tamamına oranla yaklaşık %6-7 kadardır. Buna göre mukarrir veya muhataplardan çok azının ders kaydının günümüze ulaştığı ifade edilebilir. Araştırmada, bu derslere Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamit dönemlerinde 41 yıl boyunca katılmış ve otuz üç yıl takrirde bulunmuş mukarrir Gümülcineli Ahmed Âsım Efendi’nin ders defterleri incelenmiştir. O’nun ders notları özelinde bu derslerin tefsir ilminin konusu olabilirliği tetkik edilmiştir. Böylelikle daha önce edebiyat ve tarih gibi disiplinlere konu edilen Huzur Dersleri, Âsım Efendi’nin
Osmanlı’da Huzur Dersleri Ramazan ayında, padişahın riyasetinde belirli plan ve program çerçevesinde yapılan tefsir dersleridir. Bu dersler, III. Mustafa zamanında h.1172/m. 1759 yılında resmiyet kazanmış ve hilafetin ilgasına kadar devam etmiştir. İslam ilim geleneğinde Huzur Dersleri; muhâkemât, muhâdarât ve mecâlîs gibi ilmi toplantılarla benzerlik göstermektedir. Bu dersler, ümera ile ulemanın ilmi meclislerde bir araya gelmesine zemin hazırlamıştır. Dönemin önde gelen ilim adamları, mukarrir ve muhatap olarak bu derslerde görev almıştır. Bu toplantılara padişahlar; dinleyici, müzakereci ve yönetici olarak katılmıştır. Derslerin ana konusunu Kur’an âyetleri oluşturmaktadır. Derslerde takririn ardından müzakere heyeti, mukarrire sorular yönelterek soru-cevap usulüyle değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Huzur Dersleri, Kur’an âyetlerinin yorumlanması ve müzakere edilmesi açısından tefsir ilminin bir konusudur. Huzur Dersleri bağlamında araştırılması gereken konuların başında derslerin içeriği gelmektedir. Zira derslerin mahiyetini soruşturan ve bu doğrultuda inceleyen araştırmalar, Huzur Dersleri’nin tamamına oranla henüz azınlıktadır. Toplamda 1300’den fazla gerçekleştirilen meclislerde, bugün için ulaşılan ders kaydı sayısı tamamına oranla yaklaşık %6-7 kadardır. Buna göre mukarrir veya muhataplardan çok azının ders kaydının günümüze ulaştığı ifade edilebilir. Araştırmada, bu derslere Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamit dönemlerinde 41 yıl boyunca katılmış ve otuz üç yıl takrirde bulunmuş mukarrir Gümülcineli Ahmed Âsım Efendi’nin ders defterleri incelenmiştir. O’nun ders notları özelinde bu derslerin tefsir ilminin konusu olabilirliği tetkik edilmiştir. Böylelikle daha önce edebiyat ve tarih gibi disiplinlere konu edilen Huzur Dersleri, Âsım Efendi’nin