Osmanlı'dan Modern Türkiye'ye Bir Ulusun İnşası
Ünlü tarihçi Eric J. Zürcher’in Osmanlı ve Cumhuriyet tarihi üzerine yaptığı yaklaşık 35 yıllık çalışmalarının bir seçkisini bulacağınız Osmanlı İmparatorluğu’ndan Atatürk Türkiye’sine Bir Ulusun İnşası: Jön Türk Mirası, Osmanlı ve Cumhuriyet tarihinin tartışmalı bir dizi alanına ilişkin hayli kapsamlı bir perspektif sunuyor.
Zürcher’in eserlerinin temel sorunsalını oluşturan Osmanlı İmparatorluğu ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki süreklilik ve kopuş sorunsalına, genel geçer kuramsal çerçeveler üzerinden değil, somut düşünsel ve siyasi süreçler üzerinden eğildiği bu makaleler, aynı zamanda yazarın geniş ilgi alanını da gözler önüne seriyor. Kitabın sayfalarında İkinci Meşrutiyet döneminin siyasi çalkantılarından, Cumhuriyet’in kuruluşunun sancılı yıllarına, Osmanlı-Cumhuriyet tarih yazımının loş koridorlarından, Batılı ziyaretçilerin 1930’lara ilişkin tanıklıklarına, Kurtuluş Savaşı’nın büyük komutanlarından Birinci Dünya Savaşı’nda cephelere gönderilen köylülere kadar pek çok olay ve insanı eşine az rastlanır bir nesnellik ve zenginlikle resmediyor. Tabii Osmanlı-Türk ulus inşa sürecine ilişkin çetrefilli sorunları asla göz önünden ayırmadan...
Yazıldıkları dönemde, hakim tarih yazımına bir karşı çıkış ve genel olarak kabul gören dönemselleştirmelere eleştiri anlamı taşıdığını bizzat Zürcher’in ifade ettiği bu makaleler, hiç şüphe yok ki büyük ilgi görecek.
Ünlü tarihçi Eric J. Zürcher’in Osmanlı ve Cumhuriyet tarihi üzerine yaptığı yaklaşık 35 yıllık çalışmalarının bir seçkisini bulacağınız Osmanlı İmparatorluğu’ndan Atatürk Türkiye’sine Bir Ulusun İnşası: Jön Türk Mirası, Osmanlı ve Cumhuriyet tarihinin tartışmalı bir dizi alanına ilişkin hayli kapsamlı bir perspektif sunuyor.
Zürcher’in eserlerinin temel sorunsalını oluşturan Osmanlı İmparatorluğu ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki süreklilik ve kopuş sorunsalına, genel geçer kuramsal çerçeveler üzerinden değil, somut düşünsel ve siyasi süreçler üzerinden eğildiği bu makaleler, aynı zamanda yazarın geniş ilgi alanını da gözler önüne seriyor. Kitabın sayfalarında İkinci Meşrutiyet döneminin siyasi çalkantılarından, Cumhuriyet’in kuruluşunun sancılı yıllarına, Osmanlı-Cumhuriyet tarih yazımının loş koridorlarından, Batılı ziyaretçilerin 1930’lara ilişkin tanıklıklarına, Kurtuluş Savaşı’nın büyük komutanlarından Birinci Dünya Savaşı’nda cephelere gönderilen köylülere kadar pek çok olay ve insanı eşine az rastlanır bir nesnellik ve zenginlikle resmediyor. Tabii Osmanlı-Türk ulus inşa sürecine ilişkin çetrefilli sorunları asla göz önünden ayırmadan...
Yazıldıkları dönemde, hakim tarih yazımına bir karşı çıkış ve genel olarak kabul gören dönemselleştirmelere eleştiri anlamı taşıdığını bizzat Zürcher’in ifade ettiği bu makaleler, hiç şüphe yok ki büyük ilgi görecek.