XİX. yüzyıl Osmanlı kaynaklarında Mesail-i Münimme-i Kürdistan olarak geçen Kürt / Kürdistanmeselesi, XIX. yüzyılın ilk yarısında, Şark Meselesi'nin bir görüngüsü veya yeni bir aşaması olarak ortaya çıkmıştır. 'Şark Meselesi konsepti ile adeta Büyük Devletlerin avına dönüştürülen ve varlığını sürdürebilmesi avcıların merhametine veya birbirlerine düşmelerine bağlı olan Osmanlı Devleti, içine düştüğü bu durumdan kurtulmak için bir dizi reform projeleri üretmiştir. Yeni düzenden faydalanan sınırlı sayıda Kürt seçkini dışında, Kürtler genel olarak, Müslüman halkın rızası olmadan ve ihtiyaçları dikkate alınmadan, Batıcı bir elit tarafından Batı'nın baskısı ve rehberliğinde yürütülen ve tamamen gayrimüslim azınlıkların lehine işleyen bir proje olarak algılanan Osmanlı modernleşmesinin her aşamasına itiraz etmişlerdir.
Osmanlı modernleşmesi, şiddetli ve uzun soluklu bir merkezileşme projesi ile birlikte yürütülmüştür. Merkeziyetçiliğin öncellikli hedeflerinden biri yüzyıllardır Devlet-i Aliye'ye sözde bağlı olan ama iran ve Osmanlı devletleri arasındaki rekabetin sağladığı avantajları da kullanarak adeta bağımsız idari birimler gibi yaşayan Kürt emirliklerini ortadan kaldırarak Yavuz'dan beri devam eden, ancak artık sürdürülemez olan statükoya son vermektir. Yeni sürecin hedeflerini kendi otoriteleri için tehdit olarak algılayan Kürt emirleri, zaman zaman uzlaşma girişimlerinde de bulunmuşlarsa da peş peşe isyan ederek Osmanlı ordusu ile çatışmışlardır. Ancak Osmanlı Devleti, içinde bulunduğu tüm olumsuz koşullara karşın Kürt emirliklerini tasfiye etmekte başarılı olmuştur.
XİX. yüzyıl Osmanlı kaynaklarında Mesail-i Münimme-i Kürdistan olarak geçen Kürt / Kürdistanmeselesi, XIX. yüzyılın ilk yarısında, Şark Meselesi'nin bir görüngüsü veya yeni bir aşaması olarak ortaya çıkmıştır. 'Şark Meselesi konsepti ile adeta Büyük Devletlerin avına dönüştürülen ve varlığını sürdürebilmesi avcıların merhametine veya birbirlerine düşmelerine bağlı olan Osmanlı Devleti, içine düştüğü bu durumdan kurtulmak için bir dizi reform projeleri üretmiştir. Yeni düzenden faydalanan sınırlı sayıda Kürt seçkini dışında, Kürtler genel olarak, Müslüman halkın rızası olmadan ve ihtiyaçları dikkate alınmadan, Batıcı bir elit tarafından Batı'nın baskısı ve rehberliğinde yürütülen ve tamamen gayrimüslim azınlıkların lehine işleyen bir proje olarak algılanan Osmanlı modernleşmesinin her aşamasına itiraz etmişlerdir.
Osmanlı modernleşmesi, şiddetli ve uzun soluklu bir merkezileşme projesi ile birlikte yürütülmüştür. Merkeziyetçiliğin öncellikli hedeflerinden biri yüzyıllardır Devlet-i Aliye'ye sözde bağlı olan ama iran ve Osmanlı devletleri arasındaki rekabetin sağladığı avantajları da kullanarak adeta bağımsız idari birimler gibi yaşayan Kürt emirliklerini ortadan kaldırarak Yavuz'dan beri devam eden, ancak artık sürdürülemez olan statükoya son vermektir. Yeni sürecin hedeflerini kendi otoriteleri için tehdit olarak algılayan Kürt emirleri, zaman zaman uzlaşma girişimlerinde de bulunmuşlarsa da peş peşe isyan ederek Osmanlı ordusu ile çatışmışlardır. Ancak Osmanlı Devleti, içinde bulunduğu tüm olumsuz koşullara karşın Kürt emirliklerini tasfiye etmekte başarılı olmuştur.