Öteki Kâbuslar'da yer alan öykülerde böcekler, ya da küçük, "kâbus" gördüğümüzde rüyalarımızda etkin olabilecek yaratıklar var: akrep, hamamböceği, çekirge, kurbağa, kaplumbağa... Yiğit Bener, on altı öyküsünün yer aldığı kitabında asıl kâbusun bu yaratıklarda değil, kendi içimizde olduğunu anlatıyor.
"Hiç sağa sola sapmadan doğrudan söylemek gerek, kimsenin gözünün yaşına bakmayan, siyasal olandan insana dair olana tek hamlede darbe indiren bir kitaptan söz ediyorum. Öteki Kâbuslar'daki öyküler, Türkçe derslerinde öğretilen 'öykü' tanımına bire bir uymayan, yer yer deneme tadı içeren metinlerden oluşuyor. Zaten yazar da tanımlara uymak istemiyor. Derslerde öğretilenlerle hayatın gösterdikleri arasında, uçurumlardan uçurum beğenmiş bir kuşağın temsilcisi olarak, 'doğru' diye öğrendiğimiz, bu nedenle de bir an bile kuşku duymadıklarımızı gözümüze sokuyor. 'Doğru'larımızın yetersizliğini, karanlık yüzünü teşhir ediyor."
Birsen Ferahlı
Öteki Kâbuslar'da yer alan öykülerde böcekler, ya da küçük, "kâbus" gördüğümüzde rüyalarımızda etkin olabilecek yaratıklar var: akrep, hamamböceği, çekirge, kurbağa, kaplumbağa... Yiğit Bener, on altı öyküsünün yer aldığı kitabında asıl kâbusun bu yaratıklarda değil, kendi içimizde olduğunu anlatıyor.
"Hiç sağa sola sapmadan doğrudan söylemek gerek, kimsenin gözünün yaşına bakmayan, siyasal olandan insana dair olana tek hamlede darbe indiren bir kitaptan söz ediyorum. Öteki Kâbuslar'daki öyküler, Türkçe derslerinde öğretilen 'öykü' tanımına bire bir uymayan, yer yer deneme tadı içeren metinlerden oluşuyor. Zaten yazar da tanımlara uymak istemiyor. Derslerde öğretilenlerle hayatın gösterdikleri arasında, uçurumlardan uçurum beğenmiş bir kuşağın temsilcisi olarak, 'doğru' diye öğrendiğimiz, bu nedenle de bir an bile kuşku duymadıklarımızı gözümüze sokuyor. 'Doğru'larımızın yetersizliğini, karanlık yüzünü teşhir ediyor."
Birsen Ferahlı