Sevgili hemşerim ve dostum Veysel Kaymak Hoca “Ozanların Işıklı Yolunda” adlı son şiir kitabında farklı türden şiir denemelerini bir araya toplamış.
1965 yılından günümüze kadar yazdığı lirik şiirlerinden adeta bir güldeste hazırlamış. Sol demokrat bir aydın olarak hayatının her döneminde tanıklık ettiği sosyal-politik olaylara ilişkin görüşlerini sakınmadan ve özlü bir anlatımla sergiliyor. Özellikle son 20 yılda siyasal İslamcı gelenekten gelen siyasi aktörlerle “kapışmaktan” geri durmuyor.
Emekten yana ve insan haklarına duyarlı bir eğitim işçisinden beklenen tepkileri görmekte gecikmiyoruz. Ancak Veysel Hoca’nın bence tadına doyum olmaz şiirleri, kozmik doğa sevgisini başta doğduğu, “Emlek Yöresi”nin coğrafyasına daha sonraları da uzun süre yaşadığı Ankara ve muhtemelen yazlık evinin bulunduğu Kuzey Batı Anadolu yerleşim yerlerine aktarıyor.
Her vesile ile ulu ozanımız Âşık Veysel’den söz ettiğinde, ustaya saygı ve hayranlık, içten bir şekilde dile geliyor. Hatta ozanın hayatının geç dönemlerinde, politik Alevi Hareketi’nin de canlandığı, 70’li yılların başında, Veysel Baba’nın yeterince keskin devrimci olmamakla ya da Alevi söylemine sadık deyişler üretmemekle suçlandığı zamanlar düşünüldüğünde, adaşı, hemşerisi ve çırağı Veysel Hoca’nın, bu haksız eleştirilere cevap vermeye çalıştığı şiirler gerçekten hakkaniyet ve sadakat örneği olarak parlıyor…
Atışmalardaki ustalığını, sevgili dostumuz ve yoldaşımız Kemal Bülbül ile yürüttüğü o güzelim polemiklerde görmek gerçekten çok zevkli ve öğretici. Sevgili dostum, can kardeşim yaratıcı üretkenliğinin devamını diler bu vesile ile gönülden kucaklarım. Aşk ile…
Dr. Cengiz Güleç
Sevgili hemşerim ve dostum Veysel Kaymak Hoca “Ozanların Işıklı Yolunda” adlı son şiir kitabında farklı türden şiir denemelerini bir araya toplamış.
1965 yılından günümüze kadar yazdığı lirik şiirlerinden adeta bir güldeste hazırlamış. Sol demokrat bir aydın olarak hayatının her döneminde tanıklık ettiği sosyal-politik olaylara ilişkin görüşlerini sakınmadan ve özlü bir anlatımla sergiliyor. Özellikle son 20 yılda siyasal İslamcı gelenekten gelen siyasi aktörlerle “kapışmaktan” geri durmuyor.
Emekten yana ve insan haklarına duyarlı bir eğitim işçisinden beklenen tepkileri görmekte gecikmiyoruz. Ancak Veysel Hoca’nın bence tadına doyum olmaz şiirleri, kozmik doğa sevgisini başta doğduğu, “Emlek Yöresi”nin coğrafyasına daha sonraları da uzun süre yaşadığı Ankara ve muhtemelen yazlık evinin bulunduğu Kuzey Batı Anadolu yerleşim yerlerine aktarıyor.
Her vesile ile ulu ozanımız Âşık Veysel’den söz ettiğinde, ustaya saygı ve hayranlık, içten bir şekilde dile geliyor. Hatta ozanın hayatının geç dönemlerinde, politik Alevi Hareketi’nin de canlandığı, 70’li yılların başında, Veysel Baba’nın yeterince keskin devrimci olmamakla ya da Alevi söylemine sadık deyişler üretmemekle suçlandığı zamanlar düşünüldüğünde, adaşı, hemşerisi ve çırağı Veysel Hoca’nın, bu haksız eleştirilere cevap vermeye çalıştığı şiirler gerçekten hakkaniyet ve sadakat örneği olarak parlıyor…
Atışmalardaki ustalığını, sevgili dostumuz ve yoldaşımız Kemal Bülbül ile yürüttüğü o güzelim polemiklerde görmek gerçekten çok zevkli ve öğretici. Sevgili dostum, can kardeşim yaratıcı üretkenliğinin devamını diler bu vesile ile gönülden kucaklarım. Aşk ile…
Dr. Cengiz Güleç