ÖZBEK SÖZLÜ GELENEĞİNDE MASALLAR
-“Bir varmış bir yokmuş” ifadesiyle başlayan masallar, varlık ile yokluğu, hakikat ile hayali, sıradan ile olağanüstüyü bünyesinde dengeli şekilde birleştiren anlatımlardır. Bu anlatımlarda; kötüler cezalandırılır, iyiler mükâfatlandırılır, zalimler karganır, adiller alkışlanır. Belirsiz bir zamanda, "masal dünyası" adı verilen mekânlarda yaşanan olayların aktarımında bir taraftan olağanüstü varlıklar, sıradışı özelliklere sahip insanlar ve sihirli nesneler yer alırken; diğer taraftan balıkçının kısmeti, tüccarın alışverişi, üvey annenin eziyeti, kardeşlerin mücadelesi ve aile bireylerinin dayanışması gibi sosyal hayatta yaşanan pek çok sıradan olay masallara konu edilir. İster olağanüstü ister gerçekçi olsun, masalın merkezinde daima insan yer alır ve masalda insanın çevresinde gelişen olaylar işlenir. İfade ettiği anlam ve sonuçta çıkarılacak ders bakımından hayatın gerçekliğiyle yakından ilgili olan masallarda, olaylar bir ders kitabı edasıyla doğrudan ve sıradan şekilde değil, sembolik ifadeler kullanılarak çok daha renkli biçimde anlatılır. Masalın bu ifade tarzında, olağanüstü varlıklar veya hayvanlara insani özellikler yüklenerek olayların bu kahramanların başından geçtiği izlenimi verilir. Bu sayede, dinleyici veya okuyucunun anlatılanlara dışarıdan bakarak olayları daha objektif şekilde değerlendirmesi ve kıssadan hisse çıkarması sağlanır.
Özbek masal anlatma geleneği ve Özbek masallarını konu edinen bu kitap, okurunu masallar ve anlatıcıların büyülü dünyasına davet ediyor. Kitap, masalı konu edinen bir akademik çalışma olmasının ötesinde, Orta Asya'nın kadim kültür miraslarından biriyle okurunu buluşturuyor. Zengin bir anlatım geleneğinin parçalarından biri olan Özbek masalları, insanın doğayla, kaderle ve insanlıkla olan ilişkisini anlatırken, binlerce yıllık bilgelik ve deneyimi aktarıyor. Masalın doğuşu, evrimi ve toplum içindeki yankıları hakkında bilgiler barındıran bu çalışma, Özbek masal anlatım geleneğinin yapıtaşlarını keşfetmeye olanak tanıyor. Dahası, masal anlatım geleneğinin sadece bir tek boyutlu bir etkinlik olmadığını, aynı zamanda bir iletişim biçimi, bir öğrenme aracı ve bir kültürün taşıyıcısı olduğunu ortaya koyuyor.
ÖZBEK SÖZLÜ GELENEĞİNDE MASALLAR
-“Bir varmış bir yokmuş” ifadesiyle başlayan masallar, varlık ile yokluğu, hakikat ile hayali, sıradan ile olağanüstüyü bünyesinde dengeli şekilde birleştiren anlatımlardır. Bu anlatımlarda; kötüler cezalandırılır, iyiler mükâfatlandırılır, zalimler karganır, adiller alkışlanır. Belirsiz bir zamanda, "masal dünyası" adı verilen mekânlarda yaşanan olayların aktarımında bir taraftan olağanüstü varlıklar, sıradışı özelliklere sahip insanlar ve sihirli nesneler yer alırken; diğer taraftan balıkçının kısmeti, tüccarın alışverişi, üvey annenin eziyeti, kardeşlerin mücadelesi ve aile bireylerinin dayanışması gibi sosyal hayatta yaşanan pek çok sıradan olay masallara konu edilir. İster olağanüstü ister gerçekçi olsun, masalın merkezinde daima insan yer alır ve masalda insanın çevresinde gelişen olaylar işlenir. İfade ettiği anlam ve sonuçta çıkarılacak ders bakımından hayatın gerçekliğiyle yakından ilgili olan masallarda, olaylar bir ders kitabı edasıyla doğrudan ve sıradan şekilde değil, sembolik ifadeler kullanılarak çok daha renkli biçimde anlatılır. Masalın bu ifade tarzında, olağanüstü varlıklar veya hayvanlara insani özellikler yüklenerek olayların bu kahramanların başından geçtiği izlenimi verilir. Bu sayede, dinleyici veya okuyucunun anlatılanlara dışarıdan bakarak olayları daha objektif şekilde değerlendirmesi ve kıssadan hisse çıkarması sağlanır.
Özbek masal anlatma geleneği ve Özbek masallarını konu edinen bu kitap, okurunu masallar ve anlatıcıların büyülü dünyasına davet ediyor. Kitap, masalı konu edinen bir akademik çalışma olmasının ötesinde, Orta Asya'nın kadim kültür miraslarından biriyle okurunu buluşturuyor. Zengin bir anlatım geleneğinin parçalarından biri olan Özbek masalları, insanın doğayla, kaderle ve insanlıkla olan ilişkisini anlatırken, binlerce yıllık bilgelik ve deneyimi aktarıyor. Masalın doğuşu, evrimi ve toplum içindeki yankıları hakkında bilgiler barındıran bu çalışma, Özbek masal anlatım geleneğinin yapıtaşlarını keşfetmeye olanak tanıyor. Dahası, masal anlatım geleneğinin sadece bir tek boyutlu bir etkinlik olmadığını, aynı zamanda bir iletişim biçimi, bir öğrenme aracı ve bir kültürün taşıyıcısı olduğunu ortaya koyuyor.