Bilimsel ve teknik gelişmeler özel hayatın korunmaya alınmasını ve bu korumanın daha da güçlendirilmesini gerektirmektedir. Bunun yanında özel hayatın gizliliğinin, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve haberleşme özgürlüğü ile bağdaştırılması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmakta, haber alma hakkıyla özel hayatın dokunulmazlığının dengelenmesi bir başka gözetilmesini gereken hal olarak kendisini göstermektedir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 132. 133. ve 134. maddelerinde, haberleşme ve ifade özgürlüğü ile özel hayatın gizliliğinin ceza hukuku tarafından korunmasına yönelik hükümler öngörmektedir.
Bu maddelerde öngörülen eylemlerin hangi durumlarda hukuka uygun kabul edilebileceği ve özellikle boşanma davalarında ya da tazminat davalarında delil olarak kullanılabileceği ayrı bir sorun olarak uygulamacıların karşısına çıkabilmektedir.
Kitapta bu madde hükümleri hakkında AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararları da gözetilerek incelemelerde bulunulmuş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi kararları ile Yargıtay'ın Ceza ve Hukuk Daireleri ile Hukuk ve Ceza Genel Kurullarının görüşleri kararlar halinde kitaba alınmıştır.
Kişiler arasındaki konuşmaların kaydı ya da özel hayatın gizliliğinin ihlali suretiyle veya haberleşmenin gizliliğinin ihlali yoluyla elde edilen belge niteliğindeki delillerin, hukuk ve ceza davalarındaki hukuka uygunluğu ve yasallığı incelenmiş, uygulamadaki yeterliliği de kitaba yansıtılmıştır.
Kararların zenginliği de uygulamacılara yol gösterecektir.
Bilimsel ve teknik gelişmeler özel hayatın korunmaya alınmasını ve bu korumanın daha da güçlendirilmesini gerektirmektedir. Bunun yanında özel hayatın gizliliğinin, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve haberleşme özgürlüğü ile bağdaştırılması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmakta, haber alma hakkıyla özel hayatın dokunulmazlığının dengelenmesi bir başka gözetilmesini gereken hal olarak kendisini göstermektedir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 132. 133. ve 134. maddelerinde, haberleşme ve ifade özgürlüğü ile özel hayatın gizliliğinin ceza hukuku tarafından korunmasına yönelik hükümler öngörmektedir.
Bu maddelerde öngörülen eylemlerin hangi durumlarda hukuka uygun kabul edilebileceği ve özellikle boşanma davalarında ya da tazminat davalarında delil olarak kullanılabileceği ayrı bir sorun olarak uygulamacıların karşısına çıkabilmektedir.
Kitapta bu madde hükümleri hakkında AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararları da gözetilerek incelemelerde bulunulmuş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi kararları ile Yargıtay'ın Ceza ve Hukuk Daireleri ile Hukuk ve Ceza Genel Kurullarının görüşleri kararlar halinde kitaba alınmıştır.
Kişiler arasındaki konuşmaların kaydı ya da özel hayatın gizliliğinin ihlali suretiyle veya haberleşmenin gizliliğinin ihlali yoluyla elde edilen belge niteliğindeki delillerin, hukuk ve ceza davalarındaki hukuka uygunluğu ve yasallığı incelenmiş, uygulamadaki yeterliliği de kitaba yansıtılmıştır.
Kararların zenginliği de uygulamacılara yol gösterecektir.