Panoptikon - Omniptikon Modellerinin Huxley ile Orwell’in Distopyalarında Karşılaştırılması

Stok Kodu:
9786253963316
Boyut:
13.5x21.5
Sayfa Sayısı:
144
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%20 indirimli
140,00TL
112,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 13,69TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786253963316
1348680
Panoptikon - Omniptikon Modellerinin Huxley ile Orwell’in Distopyalarında Karşılaştırılması
Panoptikon - Omniptikon Modellerinin Huxley ile Orwell’in Distopyalarında Karşılaştırılması
112.00

Toplumdaki denetim/gözetimi sağlamak adına on sekizinci yüzyılda hukukçu Jeremy Bentham, mimar kardeşi Samuel Bentham tarafından planları çizilen, temelleri şeffaf ve her yerden gözetlenebilen bir yapı olan panoptikon modelinin inşa edilmesini önerir. Bentham kardeşler, panoptikon modelinin planlarını ortaya koyarken de ‘göz’ ve ‘gözetleme’ anlayışını merkeze yerleştirirler ve kavramsallaştırırlar. ‘Pan’ (bütün) ve ‘opticon’ (görmek, gözlemlemek) sözcüklerinin bir araya getirilmesinden oluşan ‘panoptikon’, yapı yerine getireceği göreve uygun olarak ‘bütünü gözetlemek’ anlamına gelir. Bentham kardeşler, ilk panoptikon modelinin planlarını bir hapishaneye göre çizseler de, çok sayıda insanın bulunduğu her ortama, gözetim altında tutulmasının amaçlanan bütün kurumlara uygulanabilir olduğunu ortaya koyarlar. Bu çerçevede planları bir hapishaneye uygun hale getirerek tasarlanan panoptikon modelinin mimari yapı olarak özellikle denetim ve gözetim altında tutulması gereken bütün ortamlarda uygun olabileceğini ve gerekliliğini savunurlar. Bu modelin genel ilkesi ise ‘görünmeden gözetleme’ olarak belirginlik kazanır. Yirminci yüzyıla gelindiğinde, sistematik hale gelen gözetim olgusunu tanımlamada kullanılan panoptikon bakış açısının, gözetim pratiklerinin yorumlamasında yetersiz ve eksik kaldığı görülür ve panoptikon modeli omniptikon modeline evrilir. Omniptikon modeli, herkesin herkesi, zaman mekân sınırlaması olmaksızın, istediği zamanda ve istediği biçimde karşılıklı gözetlemesine imkân sağlayan ve bunu yaparken de eğlence unsurunu dâhil eden bir olguya dönüşür. Gönüllü olarak bireyin gözetlenmesi ya da istemediği halde gözetim altında tutulması, farklı yazarlar tarafından ele alınan konular arasında belirtilirken, Aldous Huxley’in Cesur Yeni Dünya ile George Orwell’in Bin Dokuz Yüz Seksen Dört eserlerinde de ön plana çıktığı görülür. 

Toplumdaki denetim/gözetimi sağlamak adına on sekizinci yüzyılda hukukçu Jeremy Bentham, mimar kardeşi Samuel Bentham tarafından planları çizilen, temelleri şeffaf ve her yerden gözetlenebilen bir yapı olan panoptikon modelinin inşa edilmesini önerir. Bentham kardeşler, panoptikon modelinin planlarını ortaya koyarken de ‘göz’ ve ‘gözetleme’ anlayışını merkeze yerleştirirler ve kavramsallaştırırlar. ‘Pan’ (bütün) ve ‘opticon’ (görmek, gözlemlemek) sözcüklerinin bir araya getirilmesinden oluşan ‘panoptikon’, yapı yerine getireceği göreve uygun olarak ‘bütünü gözetlemek’ anlamına gelir. Bentham kardeşler, ilk panoptikon modelinin planlarını bir hapishaneye göre çizseler de, çok sayıda insanın bulunduğu her ortama, gözetim altında tutulmasının amaçlanan bütün kurumlara uygulanabilir olduğunu ortaya koyarlar. Bu çerçevede planları bir hapishaneye uygun hale getirerek tasarlanan panoptikon modelinin mimari yapı olarak özellikle denetim ve gözetim altında tutulması gereken bütün ortamlarda uygun olabileceğini ve gerekliliğini savunurlar. Bu modelin genel ilkesi ise ‘görünmeden gözetleme’ olarak belirginlik kazanır. Yirminci yüzyıla gelindiğinde, sistematik hale gelen gözetim olgusunu tanımlamada kullanılan panoptikon bakış açısının, gözetim pratiklerinin yorumlamasında yetersiz ve eksik kaldığı görülür ve panoptikon modeli omniptikon modeline evrilir. Omniptikon modeli, herkesin herkesi, zaman mekân sınırlaması olmaksızın, istediği zamanda ve istediği biçimde karşılıklı gözetlemesine imkân sağlayan ve bunu yaparken de eğlence unsurunu dâhil eden bir olguya dönüşür. Gönüllü olarak bireyin gözetlenmesi ya da istemediği halde gözetim altında tutulması, farklı yazarlar tarafından ele alınan konular arasında belirtilirken, Aldous Huxley’in Cesur Yeni Dünya ile George Orwell’in Bin Dokuz Yüz Seksen Dört eserlerinde de ön plana çıktığı görülür. 

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat