Richard Rorty bu söyleşide ‘standart’, ‘alışılmış’, ‘ezberlenmiş’ bir sol teoriye birçok temel noktada eleştiri yöneltiyor. Örneğin kültürel farklılık ile damga arasında ayrım yaparak, sorunun damgalanmış grubun kendi ‘kültürünü’ kabul ettirmesi değil, damgalayanların düşüncelerini değiştirmek olduğunu söylüyor: “Damgalanmış grupların sorunu ‘kültürlerini’ kabul ettirmek değil, damgalayanların, bir penise sahip olmamanın, siyah bir deriye sahip olmanın veya her neyse, bunun utanç verici bir şey olduğunu düşünmekten vazgeçmelerini sağlamak.” Bir başka yerde kendi özel-kamusal ayrımına ‘özel olan politiktir’ argümanıyla karşı çıkılmasına itiraz ediyor: “Benim kamusal/özel ayrımım her insanın hayatının nasıl olduğunun bir açıklaması değildi. Aslında insanların hayatlarını kamusal/özel hattında bölmelerine izin vermenin sorun olmadığını söylemek istiyordum. İkisini bir araya getirmek gibi bir sorumluluğumuz yok.”
Mevcut teori ve politikalarda bir sorun olduğunu düşünenler, bakış açılarını yeniden değerlendirirken, Rorty’nin bu söyleşideki itiraz ve önerilerinden oldukça yararlanacaklardır: “... son birkaç yüzyıldır insanlar gerçekte ne olduğuyla hiçbir ilgisi olmadığı ortaya çıkan tarih felsefeleri ve sosyal teoriler oluşturuyorlar. Bunu neden sürdürelim ki?”
Richard Rorty bu söyleşide ‘standart’, ‘alışılmış’, ‘ezberlenmiş’ bir sol teoriye birçok temel noktada eleştiri yöneltiyor. Örneğin kültürel farklılık ile damga arasında ayrım yaparak, sorunun damgalanmış grubun kendi ‘kültürünü’ kabul ettirmesi değil, damgalayanların düşüncelerini değiştirmek olduğunu söylüyor: “Damgalanmış grupların sorunu ‘kültürlerini’ kabul ettirmek değil, damgalayanların, bir penise sahip olmamanın, siyah bir deriye sahip olmanın veya her neyse, bunun utanç verici bir şey olduğunu düşünmekten vazgeçmelerini sağlamak.” Bir başka yerde kendi özel-kamusal ayrımına ‘özel olan politiktir’ argümanıyla karşı çıkılmasına itiraz ediyor: “Benim kamusal/özel ayrımım her insanın hayatının nasıl olduğunun bir açıklaması değildi. Aslında insanların hayatlarını kamusal/özel hattında bölmelerine izin vermenin sorun olmadığını söylemek istiyordum. İkisini bir araya getirmek gibi bir sorumluluğumuz yok.”
Mevcut teori ve politikalarda bir sorun olduğunu düşünenler, bakış açılarını yeniden değerlendirirken, Rorty’nin bu söyleşideki itiraz ve önerilerinden oldukça yararlanacaklardır: “... son birkaç yüzyıldır insanlar gerçekte ne olduğuyla hiçbir ilgisi olmadığı ortaya çıkan tarih felsefeleri ve sosyal teoriler oluşturuyorlar. Bunu neden sürdürelim ki?”