İlk kitabımın kısalmış ve sıkı antagonistik kasların neden olduğu potansiyel kas zayıflıklarına odaklanan kas enerjisi teknikleri (KET’ler) üzerine yazdığım son bölümünün metnini pekiştirmeye çalışırken vücudun daha fazla dikkat edilmesi gereken pek çok alanı olduğunu fark ettim. Özellikle kalça fleksörlerinin kısalmış antagonistik kaslarının gluteal kas sistemi üzerindeki etkileri (olası zayıflık / inhibisyon) hakkında yazdım. KET kitabının son bölümü, bu yolu takip etmem için bana o kadar ilham verdi ki, kalçalara tam bir metin yazmaya karar verdim. Sonra, kalçalar üzerine kitabı yazarken, pelvik kuşak ve sakroiliac eklem bölgesinin (SİE) ilgili bölümlerin çoğunun şu ya da bu şekilde kırpılmaya devam ettiğini gördüm ve bu yüzden bütün bir kitabı pelvis ve SİE’ ye ayırmanın harika bir fikir (elbette!) olduğunu düşündüm. Bu yüzden, aylarca süren tefekkür ve iç tartışmalar dan sonra, bu kitabı yazmaya 2014 yılının Temmuz ayında başladım, çünkü dördüncü kitabımı yazmanın ilk düşüncesi kafamı toparlamam biraz zaman almıştı. Kalçalar hakkındaki kitabım çok fazla zaman ve çaba gerektirdiği için, gerçekten yazmaya devam etmek is teyip istemediğimden emin değildim. Bununla birlik te, Temmuz ayında Vital Glutes’ın yazıcılara gittiği o belirli hafta benim için büyük bir basamaktı. Sonunda tüm dikkatimi yeni bir kitap yazmaya odaklayabildim, bu sefer vücudun en çok ihmal edilen bölgelerinden biri olduğunu hissettiğim yere – pelvik kuşak ve özel likle de SİE’e odaklandım. Uzun yıllar pelvik kuşak ve sırtın belirli bölgeleri üze rine dersler verdikten sonra, her zaman SİE hakkında bir kitap yazmak istemişimdir. Ders notları, artan ma teryal miktarı nedeniyle her yıl daha da kalınlaşıyor gibi görünüyordu. Kendi kendime düşündüm: şimdi hayatımda yazmaya devam etmek için mükemmel bir zaman ve aynı zamanda kağıda kalem koymak ve vü cudun bu uzmanlaşmış ve büyüleyici alanı hakkında bir kitap yazmak da mükemmel bir anlam ifade edi yordu. Zamanla bu özel kitabın fizik tedavi öğrencileri tarafından temel bir ders kitabı olarak kullanılacağını ve potansiyel olarak ana başvuru kılavuzu olarak hiz met edeceğini düşünmeyi çok isterim. Bu kitabı yazmamın bir başka nedeni de, bir zamanlar iyi bir arkadaşımın üniversitede fizyoterapi derecesi için okurken bana söylediklerini hatırlamamdı. Bana, ilk sömestrde bir keresinde, kalça eklemiyle ilgili özel alanın tüm farklı yönleri öğretilirken, kursun öğret meninin ertesi dönemde odak noktasının bel omurgası olacağını açıkladığını söyledi. Arkadaşım öğretmene gelişigüzel bir şekilde şöyle demiş: “Ortadaki parça ne olacak?” (Pelvis ve SİE’ den bahsediyordu.) Öğretmen cevap vermiş: “Ortadaki o parça hareket etmiyor, bu yüzden endişelenme”! Son birkaç yılda işlerin ilerlediğini söylemekten mem nuniyet duyuyorum ve artık pelvik kuşağı oluşturan büyüleyici eklemlerin aslında biraz hareket ettiğini biliyoruz. Son birkaç yıldır kurslarıma katılanlar veya kliniğe gelen hasta veya sporcular nitelikli bir osteopat oldu ğumu bilirler. Dürüst olmak gerekirse, bu bireylerin doğal olarak tüm osteopatların uzun yıllar pelvik ku şak ve SİE’ in yanı sıra lomber omurga vb. üzerinde çalıştıklarını varsaydıklarını söyleyebilirim. Osteopa tik ve kayropraktik kliniğine başvuran birçok hastada tipik olarak bel, boyun ağrısı veya pelvik ağrı vardır. Yıllar boyunca çok sayıda osteopat ve kayropraktör eğittim ve hepsi farklı eğitim metodolojileriyle karşı laşmış gibi görünüyordu, özellikle temel bilgi taban ları ve pelvik kuşak anlayışları söz konusu olduğunda bu katıldıkları eğitim, belirli bir enstitüyü yansıtıyor gibi görünüyordu. Özellikle osteopatlardan bahsetmemin nedeni ve onla rın bilgileri açısından algılanış biçimleri, beni şok eden ve hayal kırıklığına uğratan bir şeyden bahsetmek is tememdir. Oxford Üniversitesi’ndeki mekanımda dört günlük yoğun bir kursta ders verdiğim bir zamanı ha tırlayabiliyorum; söz konusu kurs Advanced Therapy MasterClass idi. Bu özel kurs, özellikle pelvis ve SİE bölgelerini ele almak için tasarlanmıştır.
İlk kitabımın kısalmış ve sıkı antagonistik kasların neden olduğu potansiyel kas zayıflıklarına odaklanan kas enerjisi teknikleri (KET’ler) üzerine yazdığım son bölümünün metnini pekiştirmeye çalışırken vücudun daha fazla dikkat edilmesi gereken pek çok alanı olduğunu fark ettim. Özellikle kalça fleksörlerinin kısalmış antagonistik kaslarının gluteal kas sistemi üzerindeki etkileri (olası zayıflık / inhibisyon) hakkında yazdım. KET kitabının son bölümü, bu yolu takip etmem için bana o kadar ilham verdi ki, kalçalara tam bir metin yazmaya karar verdim. Sonra, kalçalar üzerine kitabı yazarken, pelvik kuşak ve sakroiliac eklem bölgesinin (SİE) ilgili bölümlerin çoğunun şu ya da bu şekilde kırpılmaya devam ettiğini gördüm ve bu yüzden bütün bir kitabı pelvis ve SİE’ ye ayırmanın harika bir fikir (elbette!) olduğunu düşündüm. Bu yüzden, aylarca süren tefekkür ve iç tartışmalar dan sonra, bu kitabı yazmaya 2014 yılının Temmuz ayında başladım, çünkü dördüncü kitabımı yazmanın ilk düşüncesi kafamı toparlamam biraz zaman almıştı. Kalçalar hakkındaki kitabım çok fazla zaman ve çaba gerektirdiği için, gerçekten yazmaya devam etmek is teyip istemediğimden emin değildim. Bununla birlik te, Temmuz ayında Vital Glutes’ın yazıcılara gittiği o belirli hafta benim için büyük bir basamaktı. Sonunda tüm dikkatimi yeni bir kitap yazmaya odaklayabildim, bu sefer vücudun en çok ihmal edilen bölgelerinden biri olduğunu hissettiğim yere – pelvik kuşak ve özel likle de SİE’e odaklandım. Uzun yıllar pelvik kuşak ve sırtın belirli bölgeleri üze rine dersler verdikten sonra, her zaman SİE hakkında bir kitap yazmak istemişimdir. Ders notları, artan ma teryal miktarı nedeniyle her yıl daha da kalınlaşıyor gibi görünüyordu. Kendi kendime düşündüm: şimdi hayatımda yazmaya devam etmek için mükemmel bir zaman ve aynı zamanda kağıda kalem koymak ve vü cudun bu uzmanlaşmış ve büyüleyici alanı hakkında bir kitap yazmak da mükemmel bir anlam ifade edi yordu. Zamanla bu özel kitabın fizik tedavi öğrencileri tarafından temel bir ders kitabı olarak kullanılacağını ve potansiyel olarak ana başvuru kılavuzu olarak hiz met edeceğini düşünmeyi çok isterim. Bu kitabı yazmamın bir başka nedeni de, bir zamanlar iyi bir arkadaşımın üniversitede fizyoterapi derecesi için okurken bana söylediklerini hatırlamamdı. Bana, ilk sömestrde bir keresinde, kalça eklemiyle ilgili özel alanın tüm farklı yönleri öğretilirken, kursun öğret meninin ertesi dönemde odak noktasının bel omurgası olacağını açıkladığını söyledi. Arkadaşım öğretmene gelişigüzel bir şekilde şöyle demiş: “Ortadaki parça ne olacak?” (Pelvis ve SİE’ den bahsediyordu.) Öğretmen cevap vermiş: “Ortadaki o parça hareket etmiyor, bu yüzden endişelenme”! Son birkaç yılda işlerin ilerlediğini söylemekten mem nuniyet duyuyorum ve artık pelvik kuşağı oluşturan büyüleyici eklemlerin aslında biraz hareket ettiğini biliyoruz. Son birkaç yıldır kurslarıma katılanlar veya kliniğe gelen hasta veya sporcular nitelikli bir osteopat oldu ğumu bilirler. Dürüst olmak gerekirse, bu bireylerin doğal olarak tüm osteopatların uzun yıllar pelvik ku şak ve SİE’ in yanı sıra lomber omurga vb. üzerinde çalıştıklarını varsaydıklarını söyleyebilirim. Osteopa tik ve kayropraktik kliniğine başvuran birçok hastada tipik olarak bel, boyun ağrısı veya pelvik ağrı vardır. Yıllar boyunca çok sayıda osteopat ve kayropraktör eğittim ve hepsi farklı eğitim metodolojileriyle karşı laşmış gibi görünüyordu, özellikle temel bilgi taban ları ve pelvik kuşak anlayışları söz konusu olduğunda bu katıldıkları eğitim, belirli bir enstitüyü yansıtıyor gibi görünüyordu. Özellikle osteopatlardan bahsetmemin nedeni ve onla rın bilgileri açısından algılanış biçimleri, beni şok eden ve hayal kırıklığına uğratan bir şeyden bahsetmek is tememdir. Oxford Üniversitesi’ndeki mekanımda dört günlük yoğun bir kursta ders verdiğim bir zamanı ha tırlayabiliyorum; söz konusu kurs Advanced Therapy MasterClass idi. Bu özel kurs, özellikle pelvis ve SİE bölgelerini ele almak için tasarlanmıştır.