İnsan... İnsan ve onun bitmek bilmez sanrıları. Burak Ülker usta kalemi, bir zırh gibi kuşandığı alegori ve süslü cümleleriyle sersemletiyor sizi. Bergama’ya has bir kutsiyetle taçlandırılmış bu eser hem bir başkaldırı hem boyundan büyük bir eleştiri hem de insana has ne varsa onu ortaya koyuyor. Bizlere de kalemin kâğıtla olan dansına hayret etmek düşüyor:
“O an dünyanın bütün evcil kazları uçamadıklarına böğürebilir ya da -ne bileyim- kişi bir daha artık geri getirilemez bir türün gözü önünde yok edilmesine ağlayabilirdi.”
İnsan... İnsan ve onun bitmek bilmez sanrıları. Burak Ülker usta kalemi, bir zırh gibi kuşandığı alegori ve süslü cümleleriyle sersemletiyor sizi. Bergama’ya has bir kutsiyetle taçlandırılmış bu eser hem bir başkaldırı hem boyundan büyük bir eleştiri hem de insana has ne varsa onu ortaya koyuyor. Bizlere de kalemin kâğıtla olan dansına hayret etmek düşüyor:
“O an dünyanın bütün evcil kazları uçamadıklarına böğürebilir ya da -ne bileyim- kişi bir daha artık geri getirilemez bir türün gözü önünde yok edilmesine ağlayabilirdi.”