Mâturîdî kelâm geleneğinin önemli temsilcilerinden bir tanesi olan Nûreddin es-Sâbûnî (ö. 580/1184), talebeleri, eserleri ve tesiriyle mezhep içerisinde kıymetli bir mevkiye sahip olmuş mütekellimlerdendir. Nitekim es-Sâbûnî’nin kaleme aldığı el-Kifâye fi’l-hidâye, İmam Mâturîdî’nin (ö. 333/944) Kitâbu’t-tevhîd ve Ebu’l-Muîn en-Nesefî’nin (ö. 508/1115) Tebsîratü’l-edille eserinden sonra Mâturîdîlerin üçüncü kaynak kelam eseri kabul edilme hüviyetine sahiptir. Ayrıca el-Kifâye’nin muhtasarı olarak ele aldığı el-Bidâye fî usûliddîn eseri ise Mâturîdîliğin temel görüşlerinin özetlendiği veciz bir muhtasar eserdir. Dolayısıyla o, yazmış olduğu eserlerle hem Mâturîdîliğin gelişimine katkı sağlamış hem de mezhep içerisinde kendine yüksek kıymeti hâiz bir konuma sahip olmuştur. Tercümesini gerçekleştirdiğimiz el-Müntekâ min İsmeti’l-Enbiyâ isimli eser, âyet ve hadîslerde yer bulan ve zâhirî mânâsıyla peygamberlerin günahına delâlet eden buyrukların kavl-i sarîhini sunmak niyetiyle kaleme alınmış bir çalışmadır. Sâbûnî bu niyetini, el-Beşâgarî’nin aynı niyetle kaleme aldığı Keşfü’l-Ğavâmiz fî Ahvâli’l-Enbiyâ isimli eserini ihtisar ve tezhip yoluyla gerçekleştirmiştir.
Mâturîdî kelâm geleneğinin önemli temsilcilerinden bir tanesi olan Nûreddin es-Sâbûnî (ö. 580/1184), talebeleri, eserleri ve tesiriyle mezhep içerisinde kıymetli bir mevkiye sahip olmuş mütekellimlerdendir. Nitekim es-Sâbûnî’nin kaleme aldığı el-Kifâye fi’l-hidâye, İmam Mâturîdî’nin (ö. 333/944) Kitâbu’t-tevhîd ve Ebu’l-Muîn en-Nesefî’nin (ö. 508/1115) Tebsîratü’l-edille eserinden sonra Mâturîdîlerin üçüncü kaynak kelam eseri kabul edilme hüviyetine sahiptir. Ayrıca el-Kifâye’nin muhtasarı olarak ele aldığı el-Bidâye fî usûliddîn eseri ise Mâturîdîliğin temel görüşlerinin özetlendiği veciz bir muhtasar eserdir. Dolayısıyla o, yazmış olduğu eserlerle hem Mâturîdîliğin gelişimine katkı sağlamış hem de mezhep içerisinde kendine yüksek kıymeti hâiz bir konuma sahip olmuştur. Tercümesini gerçekleştirdiğimiz el-Müntekâ min İsmeti’l-Enbiyâ isimli eser, âyet ve hadîslerde yer bulan ve zâhirî mânâsıyla peygamberlerin günahına delâlet eden buyrukların kavl-i sarîhini sunmak niyetiyle kaleme alınmış bir çalışmadır. Sâbûnî bu niyetini, el-Beşâgarî’nin aynı niyetle kaleme aldığı Keşfü’l-Ğavâmiz fî Ahvâli’l-Enbiyâ isimli eserini ihtisar ve tezhip yoluyla gerçekleştirmiştir.