O akşam rüyamda kendimi bir piyano tarlasında gördüm. Uçsuz bucaksız, yemyeşil bir tarlaydı burası. Her köşede ışıl ışıl parlayan piyanolar vardı. Birinden diğerine sevinçle, çığlıklar atarak koşup duruyor, piyanoları okşuyor, öpüyor, tuşlarına aşkla dokunuyordum. Birinde bir şarkı çalmaya başlayıp diğerinde devam ediyordum. Parmaklarım televizyondaki siyahlara bürünmüş adamlar ve kadınlar gibiydi, sanki dünyanın sonu gelecekmişçesine büyük bir hevesle ve heyecanla çalıyor da çalıyordum. Bazı piyanolar benle konuşuyordu. “Beni al, beni al” diye bağırıyorlardı bana. Tıpkı bayram günlerinde önüme sunulan şekerler gibiydiler ve ben hangisini seçeceğime bir türlü karar veremiyordum. Uyandığımda gözlerim ıpıslaktı. O büyülü tarlada piyanolarımla zaman geçirirken ağlamışım.”
Şair, yazar ve eğitimci Özlem Güzelharcan’ın üçüncü kitabı ve ikinci öykü derlemesi PİYANO TARLASI.
O akşam rüyamda kendimi bir piyano tarlasında gördüm. Uçsuz bucaksız, yemyeşil bir tarlaydı burası. Her köşede ışıl ışıl parlayan piyanolar vardı. Birinden diğerine sevinçle, çığlıklar atarak koşup duruyor, piyanoları okşuyor, öpüyor, tuşlarına aşkla dokunuyordum. Birinde bir şarkı çalmaya başlayıp diğerinde devam ediyordum. Parmaklarım televizyondaki siyahlara bürünmüş adamlar ve kadınlar gibiydi, sanki dünyanın sonu gelecekmişçesine büyük bir hevesle ve heyecanla çalıyor da çalıyordum. Bazı piyanolar benle konuşuyordu. “Beni al, beni al” diye bağırıyorlardı bana. Tıpkı bayram günlerinde önüme sunulan şekerler gibiydiler ve ben hangisini seçeceğime bir türlü karar veremiyordum. Uyandığımda gözlerim ıpıslaktı. O büyülü tarlada piyanolarımla zaman geçirirken ağlamışım.”
Şair, yazar ve eğitimci Özlem Güzelharcan’ın üçüncü kitabı ve ikinci öykü derlemesi PİYANO TARLASI.