Entelektüel anarşi, ışıklarla doludur; körlüğü ise göz kamaştırıcı bir şekilde hayatta kalma, canlanma ve taze başlangıç örneklerinden müteşekkildir. Bu düzenin kalıntıları ya da tohumları olmasaydı, kaosun kendisi de olmazdı; hiçlikten ibaret olurdu. Bugünün insanından nihai ya da somut bir şey istemeksizin geçmişte gerçekleşmiş ve gelecekte de mümkün büyük icraatlara bakışlarından dolayı minnettar olabiliriz; onların sürekli işleyen dimağlarından bu bakışlar parlamaktadır. Bu büyük icraatlardan bir tanesi Platonculuk, bir diğeri de ruhsal hayattır. Bu ikisi arasında belli bir yakınlık vardır ya da varmış gibi görünmektedir, tıpkı derin olanın derini çağırdığı gibi. İspanyol asıllı Amerikalı filozof George Santayana’nın Türkçeye ilk kez çevrilen Platonculuk ve Ruhsal Hayat kitabı, ilkçağlardan bugüne hem Batı’da hem de Doğu’da düşüncenin ve dinî hayatın şekillenmesinde büyük bir yer işgal eden Platon’un ve onun takipçilerinin izlerini sürüyor.
Entelektüel anarşi, ışıklarla doludur; körlüğü ise göz kamaştırıcı bir şekilde hayatta kalma, canlanma ve taze başlangıç örneklerinden müteşekkildir. Bu düzenin kalıntıları ya da tohumları olmasaydı, kaosun kendisi de olmazdı; hiçlikten ibaret olurdu. Bugünün insanından nihai ya da somut bir şey istemeksizin geçmişte gerçekleşmiş ve gelecekte de mümkün büyük icraatlara bakışlarından dolayı minnettar olabiliriz; onların sürekli işleyen dimağlarından bu bakışlar parlamaktadır. Bu büyük icraatlardan bir tanesi Platonculuk, bir diğeri de ruhsal hayattır. Bu ikisi arasında belli bir yakınlık vardır ya da varmış gibi görünmektedir, tıpkı derin olanın derini çağırdığı gibi. İspanyol asıllı Amerikalı filozof George Santayana’nın Türkçeye ilk kez çevrilen Platonculuk ve Ruhsal Hayat kitabı, ilkçağlardan bugüne hem Batı’da hem de Doğu’da düşüncenin ve dinî hayatın şekillenmesinde büyük bir yer işgal eden Platon’un ve onun takipçilerinin izlerini sürüyor.