Politikadan Sinemaya Minör-Oluş Türkiye’de Bir Direniş Figürü Olarak Sinema

Stok Kodu:
9786053146704
Boyut:
16.5x23.5
Sayfa Sayısı:
240
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%28 indirimli
250,00TL
180,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 22,00TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786053146704
1347386
Politikadan Sinemaya Minör-Oluş
Politikadan Sinemaya Minör-Oluş Türkiye’de Bir Direniş Figürü Olarak Sinema
180.00

1968 olaylarının etkisi altında düşüncelerini ortaya koyan ve temsil düşüncesine en fazla karşı çıkan Gilles Deleuze ve Felix Guattari post-yapısalcı yaklaşımda ayrı bir konumdadırlar. Bu filozoflar, toplumsal, siyasal ve ekonomik yaşamın değişimlerine paralel biçimde yeni bir düşünce pratiği geliştirmişler ve felsefeye ilk ilkelerden başlamak yerine ortadan bir yerden başlamışlardır. Deleuze felsefesinde arzu, duyumsama, anlam ve yaşam gibi pek çok kavram, estetik, etik ve siyasete yönelik bir sarmal biçiminde iç içe geçer. Kavramlar değişim ve dönüşüm içinde klasik felsefenin ağaçbiçimli düşünce sistematiğinin dışına çıkarak, özgür bir düşünceye ulaşılabileceğini gösterir. Bu kitap fark ve oluş filozofu Deleuze’ün rehberliğinde sinemanın felsefesini anlama çabası içinde ortaya çıkmıştır. Daima değişimi olumlayan, yaratıcı bir arzuyu öne çıkaran Deleuze keşfedilirken, çoklu bağlantılarla sınırdaki devrimcinin yani minörün gücü anlaşılmaya çalışılmıştır. Minör, molar yapılardan kaçış hattı çizerek, farklılığı, oluşu ve yaşamı olumlar. Minör sinema ise klasik sinemanın aksine evrim ya da devrim gibi fikirlerden bağımsız bir biçimde politiktir, tahammül edilemeyendir ve imkânsızlıklarla yapılandır. Bir kitle sanatı olan sinema “halkın eksikliği”ni en etkili bir biçimde gösterecek tek sanattır. Politik sinemanın üzerine kurulduğu temel budur. Bu yüzden sinema sanatı, henüz orada olmayan bir halkın özne olmasına katkıda bulunma işlevini üstlenmelidir. Sınıfsal farkın, toplumsal cinsiyetin ayrımlarında izleri görülen minör; ideolojik söylemin, bilinçlendirmenin yerini terk ederek, şizo/özneye kucak açan, parçalanarak çoğalan, izleyiciyi rahatsız eden bir sinema dilini oluşturmalıdır. 

Azime Cantaş, Selçuk Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi bölümünden mezun olduktan sonra İletişim Fakültesi, Radyo, Televizyon ve Sinema bölümünde lisans ve Yüksek Lisans programlarını tamamladı. Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Radyo, Televizyon ve Sinema Anabilim Dalı’nda “Türk Sinemasında Minör İzdüşümler” başlıklı tezi ile doktoradan mezun oldu. Öğrenciliği sırasında yönetmenliğini yaptığı Hürriyet Mimarı isimli belgesel ve Guernica isimli kısa film çalışmalarıyla çeşitli ulusal ve uluslararası film festivallerine katıldı. 2023 yılında yayınlanan Filozof Yönetmenler kitabının editörlüğünü yaptı. IGI Global: International Academic Publisher tarafından yayınlanacak olan Audience Sociology and Consumer Behavior in the Film Industry kitap çalışmasının ve Yönetmenlerle Felsefe isimli kitabın editörlüğünü sürdürmektedir. Afyon Kocatepe Üniversite Güzel Sanatlar Fakültesi, Sinema ve Televizyon bölümünde öğretim görevlisidir.  

1968 olaylarının etkisi altında düşüncelerini ortaya koyan ve temsil düşüncesine en fazla karşı çıkan Gilles Deleuze ve Felix Guattari post-yapısalcı yaklaşımda ayrı bir konumdadırlar. Bu filozoflar, toplumsal, siyasal ve ekonomik yaşamın değişimlerine paralel biçimde yeni bir düşünce pratiği geliştirmişler ve felsefeye ilk ilkelerden başlamak yerine ortadan bir yerden başlamışlardır. Deleuze felsefesinde arzu, duyumsama, anlam ve yaşam gibi pek çok kavram, estetik, etik ve siyasete yönelik bir sarmal biçiminde iç içe geçer. Kavramlar değişim ve dönüşüm içinde klasik felsefenin ağaçbiçimli düşünce sistematiğinin dışına çıkarak, özgür bir düşünceye ulaşılabileceğini gösterir. Bu kitap fark ve oluş filozofu Deleuze’ün rehberliğinde sinemanın felsefesini anlama çabası içinde ortaya çıkmıştır. Daima değişimi olumlayan, yaratıcı bir arzuyu öne çıkaran Deleuze keşfedilirken, çoklu bağlantılarla sınırdaki devrimcinin yani minörün gücü anlaşılmaya çalışılmıştır. Minör, molar yapılardan kaçış hattı çizerek, farklılığı, oluşu ve yaşamı olumlar. Minör sinema ise klasik sinemanın aksine evrim ya da devrim gibi fikirlerden bağımsız bir biçimde politiktir, tahammül edilemeyendir ve imkânsızlıklarla yapılandır. Bir kitle sanatı olan sinema “halkın eksikliği”ni en etkili bir biçimde gösterecek tek sanattır. Politik sinemanın üzerine kurulduğu temel budur. Bu yüzden sinema sanatı, henüz orada olmayan bir halkın özne olmasına katkıda bulunma işlevini üstlenmelidir. Sınıfsal farkın, toplumsal cinsiyetin ayrımlarında izleri görülen minör; ideolojik söylemin, bilinçlendirmenin yerini terk ederek, şizo/özneye kucak açan, parçalanarak çoğalan, izleyiciyi rahatsız eden bir sinema dilini oluşturmalıdır. 

Azime Cantaş, Selçuk Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi bölümünden mezun olduktan sonra İletişim Fakültesi, Radyo, Televizyon ve Sinema bölümünde lisans ve Yüksek Lisans programlarını tamamladı. Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Radyo, Televizyon ve Sinema Anabilim Dalı’nda “Türk Sinemasında Minör İzdüşümler” başlıklı tezi ile doktoradan mezun oldu. Öğrenciliği sırasında yönetmenliğini yaptığı Hürriyet Mimarı isimli belgesel ve Guernica isimli kısa film çalışmalarıyla çeşitli ulusal ve uluslararası film festivallerine katıldı. 2023 yılında yayınlanan Filozof Yönetmenler kitabının editörlüğünü yaptı. IGI Global: International Academic Publisher tarafından yayınlanacak olan Audience Sociology and Consumer Behavior in the Film Industry kitap çalışmasının ve Yönetmenlerle Felsefe isimli kitabın editörlüğünü sürdürmektedir. Afyon Kocatepe Üniversite Güzel Sanatlar Fakültesi, Sinema ve Televizyon bölümünde öğretim görevlisidir.  

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat