Élisabeth Roudinesco büyük düşünürlerin ayak izlerini takip ederek, edebiyat ve sinemanın zenginliğini keşfederek, hikâyeleri ve kelimeleri ustaca ve kişisel bir dokunuşla bir araya getirerek bizi psikanalizin büyüleyici dünyasına sürüklüyor. Aşktan mutluluğa, hayvanlardan Marilyn Monroe’ya, Hollywood’dan Paris’e ve çok daha fazlasına uzanan kitap çok çeşitli anıları, kavramları ve psikanaliz tarihini kapsayan ilginç bir yolculuk.
Roudinesco, Sigmund Freud ve Jacques Lacan gibi kilit isimlerin çalışmalarına ait nüansları da hem deneyimli psikanalistlere hem de bu alana yeni başlayanlara hitap eden bir açıklıkla dile getiriyor. Zihinde çıkılan bir safari, büyük eserlerin etkisinin bir kroniği ve insan doğasının karmaşıklığının bir kutlaması…
“Sözlükleri hep sevmişimdir. Onlar sanki sürekli bir gizemi andıran bir bilgiyi barındırırlar. Ne zaman bir sözlüğü açsam, bilirim; orada yeni bir şey, daha önce düşünmediğim bir sır, bir sürü hikâye, sözcükler, adlar, söz sanatları oyunları bulacağım. Bir sözlük epey geniş bir hafıza alanı, labirent biçiminde bir anlatı, bitmez tükenmez bir döküm, sürekli yayılan bir listedir.”
Türkiye’de Lacan’ın tanınmasına ve bu kitabın Türkçe basılmasına da öncülük eden hocamız Nami Başer’in mükemmel çevirisi kitabı psikanaliz sevdalıların olmazsa olmazı yapıyor.
Élisabeth Roudinesco büyük düşünürlerin ayak izlerini takip ederek, edebiyat ve sinemanın zenginliğini keşfederek, hikâyeleri ve kelimeleri ustaca ve kişisel bir dokunuşla bir araya getirerek bizi psikanalizin büyüleyici dünyasına sürüklüyor. Aşktan mutluluğa, hayvanlardan Marilyn Monroe’ya, Hollywood’dan Paris’e ve çok daha fazlasına uzanan kitap çok çeşitli anıları, kavramları ve psikanaliz tarihini kapsayan ilginç bir yolculuk.
Roudinesco, Sigmund Freud ve Jacques Lacan gibi kilit isimlerin çalışmalarına ait nüansları da hem deneyimli psikanalistlere hem de bu alana yeni başlayanlara hitap eden bir açıklıkla dile getiriyor. Zihinde çıkılan bir safari, büyük eserlerin etkisinin bir kroniği ve insan doğasının karmaşıklığının bir kutlaması…
“Sözlükleri hep sevmişimdir. Onlar sanki sürekli bir gizemi andıran bir bilgiyi barındırırlar. Ne zaman bir sözlüğü açsam, bilirim; orada yeni bir şey, daha önce düşünmediğim bir sır, bir sürü hikâye, sözcükler, adlar, söz sanatları oyunları bulacağım. Bir sözlük epey geniş bir hafıza alanı, labirent biçiminde bir anlatı, bitmez tükenmez bir döküm, sürekli yayılan bir listedir.”
Türkiye’de Lacan’ın tanınmasına ve bu kitabın Türkçe basılmasına da öncülük eden hocamız Nami Başer’in mükemmel çevirisi kitabı psikanaliz sevdalıların olmazsa olmazı yapıyor.