Psikolojide Bilişsel ve Davranışsal Süreçlere Deneysel Yaklaşımlar
“Bu kitap; psikoloji tarihinde birkaç yüzyıllık kuramsal ve görgül buluş, çelişki ve hatta gelgitlerin sonucunda ortaya çıkan konuları özgün bir biçimde ele alan çalışmalardan oluşuyor. Kitaptaki makaleler, yaşamımızı büyük ölçüde belirleyen gen/çevre etkileşiminden sosyal ortamda algıya kadar psikolojinin geldiği kavramlaşma düzeyinin ne kadar geniş bir yelpazeye yayıldığını gösteriyor. Bunun yanında kitap, hayvan modellerinden MRG ve EEG'ye kadar uzanan teknikleri ele alıyor ve psikoloji araştırmalarının bu yöntemlerden nasıl ve niçin yararlandığını açıklıyor. Bu kapsam ve özgün içeriğin dışında bu kitabı değerli kılan diğer bir yan ise Türkçe olmasıdır. Maalesef İngilizcenin egemenliği ve bilim dili olarak evrensel özelliği araştırmaların çoğunun bu dilde yayımlanması ve yaygınlaştırılmasını beraberinde getiriyor. Dünyadaki bütün bilimcilerin birbirleriyle anlaşmalarını sağlayabildiği için bir lingua francanın varlığı ve yaygınlığı önemli olsa da Türkçenin bir bilim dili ve iletişim aracı olmasının gerekliliği de aşikâr. Bu nedenle de bu kitabın özellikle genç bilimcilerin fikir ve ürünlerini dilimize kazandırmalarında teşvik edici bir unsur olmasını umuyorum. ”
Reşit Canbeyli
Boğaziçi Üniversitesi
“Bu kitap; psikoloji tarihinde birkaç yüzyıllık kuramsal ve görgül buluş, çelişki ve hatta gelgitlerin sonucunda ortaya çıkan konuları özgün bir biçimde ele alan çalışmalardan oluşuyor. Kitaptaki makaleler, yaşamımızı büyük ölçüde belirleyen gen/çevre etkileşiminden sosyal ortamda algıya kadar psikolojinin geldiği kavramlaşma düzeyinin ne kadar geniş bir yelpazeye yayıldığını gösteriyor. Bunun yanında kitap, hayvan modellerinden MRG ve EEG'ye kadar uzanan teknikleri ele alıyor ve psikoloji araştırmalarının bu yöntemlerden nasıl ve niçin yararlandığını açıklıyor. Bu kapsam ve özgün içeriğin dışında bu kitabı değerli kılan diğer bir yan ise Türkçe olmasıdır. Maalesef İngilizcenin egemenliği ve bilim dili olarak evrensel özelliği araştırmaların çoğunun bu dilde yayımlanması ve yaygınlaştırılmasını beraberinde getiriyor. Dünyadaki bütün bilimcilerin birbirleriyle anlaşmalarını sağlayabildiği için bir lingua francanın varlığı ve yaygınlığı önemli olsa da Türkçenin bir bilim dili ve iletişim aracı olmasının gerekliliği de aşikâr. Bu nedenle de bu kitabın özellikle genç bilimcilerin fikir ve ürünlerini dilimize kazandırmalarında teşvik edici bir unsur olmasını umuyorum. ”
Reşit Canbeyli
Boğaziçi Üniversitesi