“İnsanın dramı kişiseldir ama, kişiliğinden değil, toplumsallığından gelir.”
Gerçeğin peşinden Türkçenin bütün imkanlarıyla doludizgin giden Kemal Tahir, bu kez “romantik bir başkaldırının soylu şövalyeleri” olarak bir tür klişe haline getirilen “eşkıyaları” konu ediniyor.
Yerleşik kanılara meydan okuyan bir roman olarak Rahmet Yolları Kesti, eşkıyalığın acziyet ve ihtirasın birleşmesiyle ortaya çıkan kötücül yüzünü, hırsın cahillikle bilendiği bir kara düzenin içinde olanca gerçekliği ile ortaya koyuyor. Kemal Tahir, destan ve türkülere konu olan, son derece renkli eşkıyalık motiflerinin arkasına saklanan kaba ve kötürüm bir suçun anatomisini çıkararak toplumsal sorunları insan teklerinin dramları üzerinden okuyor.
“İnsanın dramı kişiseldir ama, kişiliğinden değil, toplumsallığından gelir.”
Gerçeğin peşinden Türkçenin bütün imkanlarıyla doludizgin giden Kemal Tahir, bu kez “romantik bir başkaldırının soylu şövalyeleri” olarak bir tür klişe haline getirilen “eşkıyaları” konu ediniyor.
Yerleşik kanılara meydan okuyan bir roman olarak Rahmet Yolları Kesti, eşkıyalığın acziyet ve ihtirasın birleşmesiyle ortaya çıkan kötücül yüzünü, hırsın cahillikle bilendiği bir kara düzenin içinde olanca gerçekliği ile ortaya koyuyor. Kemal Tahir, destan ve türkülere konu olan, son derece renkli eşkıyalık motiflerinin arkasına saklanan kaba ve kötürüm bir suçun anatomisini çıkararak toplumsal sorunları insan teklerinin dramları üzerinden okuyor.