Osmanlı Devleti bir beldeyi fethettiğinde asayişi sağlamak için subaşı ve yargı işlerine bakmak üzere kadı tayin etmekteydi. Suruç idari birim olarak kaza statüsünde olduğuna göre yargı işlerine bakan bir kadının atanmış olduğu muhakkaktır. Zaten metin neşri yaptığımız defterlerde de merkezden gönderilen hükümler “Suruç kadısına” hitaben yazılmıştır. Buna göre yargı işlemlerinin görüldüğü mahkemelerde tutulan sicillerin olması gerekir. Fakat arşiv kayıtlarına bakıldığında Suruç Şer’iyye Sicilleri kaydı bulunmadığı gibi konuyla ilgili olarak bir defterin varlığına da rastlanmamıştır. Böyle bir durumun olması kayıtların akıbetleri hakkında bilgi sahibi olmamızı engellemektedir. Bunun yanı sıra arşivin başka fonlarında da Suruç ile ilgili çok az belge bulunmaktadır. Binaenaleyh transkripsiyon olarak yayınlayacağımız Rakka Ahkâm Defterlerinde Suruç ile ilgili hükümler çok değer kazanmaktadır.
Osmanlı Devleti bir beldeyi fethettiğinde asayişi sağlamak için subaşı ve yargı işlerine bakmak üzere kadı tayin etmekteydi. Suruç idari birim olarak kaza statüsünde olduğuna göre yargı işlerine bakan bir kadının atanmış olduğu muhakkaktır. Zaten metin neşri yaptığımız defterlerde de merkezden gönderilen hükümler “Suruç kadısına” hitaben yazılmıştır. Buna göre yargı işlemlerinin görüldüğü mahkemelerde tutulan sicillerin olması gerekir. Fakat arşiv kayıtlarına bakıldığında Suruç Şer’iyye Sicilleri kaydı bulunmadığı gibi konuyla ilgili olarak bir defterin varlığına da rastlanmamıştır. Böyle bir durumun olması kayıtların akıbetleri hakkında bilgi sahibi olmamızı engellemektedir. Bunun yanı sıra arşivin başka fonlarında da Suruç ile ilgili çok az belge bulunmaktadır. Binaenaleyh transkripsiyon olarak yayınlayacağımız Rakka Ahkâm Defterlerinde Suruç ile ilgili hükümler çok değer kazanmaktadır.