Rasim Özdenören Hakkında Bir Monografi Çalışması

Stok Kodu:
9786057244611
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
691
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%14 indirimli
637,00TL
547,82TL
Taksitli fiyat: 9 x 66,96TL
KARGO BEDAVA
Temin süresi 4-6 gündür.
9786057244611
1292687
Rasim Özdenören Hakkında Bir Monografi Çalışması
Rasim Özdenören Hakkında Bir Monografi Çalışması
547.82

Topluma ve toplumsal hayata sıkı sıkıya bağlı olduğu gibi ferdi tecrübelerle de bağlantısı olan sanat, insanın algıladığı gerçeklik ile ilişkisini estetik ölçütler içinde düzenleyen; objeyi anlamaya ve yorumlamaya çalışan bir anlatım biçimidir.

Psikanaliz bakış açısına göre sanatı sanat yapan asıl unsur mizaçtır. Nesnel dünyayı estetik form içinde algılama mizacına sahip sanatçılar, mizaçları gereği insan ve nesnel gerçeklik arasındaki ilişkiye duyarsız kalmazlar ve toplumsal dinamikleri kültürel kodları, medeniyetin ruhunu teşkil eden unsurları, çok boyutlu algılama mizaçlarıyla yeniden dönüştürürler. Toplumsal duyarlılığın neticesi olan bu durum sanatçıya, bilimsel gelişmeler dâhil olmak üzere, toplumu ve insanı ilgilendiren her şeye karşı ciddi bir sorumluluk yüklemektedir. Çağın algısına uygun olarak değişen insan gerçeklik ilişkisine göre, yeni yorumlarla zenginleşen yeni estetik algı çerçevesinde çağın sorunlarını yakalama, bireyi olası tehlikeler karşısında uyarma ve bireyin kendini gerçekleştirmesine imkân hazırlama, söz konusu sorumluluklardan başlıcalarıdır.

50 yılı aşkın sanat hayatı boyunca ortaya koyduğu eserlerle Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı ve fikir dünyasının temel taşlarından biri olan Rasim Özdenören, yüklendiği sorumluluk bilincini, sanatçı mizacıyla birleştiren önemli bir isimdir. Eser yazmaya başladığı dönemde sanat ve edebiyat dünyasına hâkim olan ideolojik tavırların yerine, bireyi merkeze alması, modern anlatıların takipçisi olması, bireyin ruh tedirginliklerinden hareket ederek bağlı bulunduğu medeniyete has kültürel kodları çağın sorunlarıyla işlemesi, onu ve eserlerini ayrıcalıklı bir konuma getirir.

Yazar, modernleşme olgusunu bünyesinde taşıyan hızlı kültürel çözülmeye maruz kalan Türkiye’nin yaşadığı sıkıntıları, bireysel düzlemde ele alarak, değerler dünyasını erozyona uğratan şartlara yeni bakış açısı getirir. Bireylerin açmazları üzerine inşa edilen iç hesaplaşmaları, toplumdaki değişim ile birlikte özellikle yabancılaşma problemini merkeze alarak işler. Dolayısıyla eserlerinde sosyolojik, psikolojik ve felsefi anlamda ele alınan yabancılaşma sorunsalı, Cumhuriyetten sonra radikal bir dönüş diye nitelendirilecek medeniyet değişimi hamlesi ile birlikte yürür. Bu nedenle bireyin yaşadığı bütün iç hesaplaşmalar, medeniyet değişimi hamlesinin toplumda meydana getirdiği çalkantıların nabzını tutmakla eşdeğerdir. Yazar sadece sorunu belirlemekle kalmaz, bunun yanında yozlaşan değerler karşısına kaynağını millî ruhtan ve medeniyetin özünden alan unsurlarla, ele aldığı sorunlara çözüm de üretir. Özellikle Denize Açılan Kapı, Ansızın Yola Çıkmak, Kuyu kitaplarında yoğun olarak ele aldığı ve tasavvufî yönü ağır basan öykülerinde, varoluşsal sorgulamalarını tasavvufla anlamlandırmaya çalışan tipler aracılığıyla, toplumun yönelmesi gereken değerleri gösterir. Millî ve manevi alanların tamamını kapsayacak şekilde çok zengin içerikli değerler dünyası, sanatın yerelden hareket edilmediği sürece, evrensel olunmayacağı gerçeğini gösterir. Bu açıdan bakıldığında yazar, çıkış noktası olarak yerelden hareket etmiş ve anlattığı her şey, kaynağını bu medeniyetten almıştır. Çağın değerlerini ve edebiyattaki modern teknikleri göz ardı etmeksizin, evrensel insanı yerellik üzerine inşa etmesi, onun edebiyatımızdaki özgün yerini daha da sağlamlaştırmıştır.

Bu çalışmada Rasim Özdenören’in toplumsal duyarlılığı ve sanatı, insanı yüceltme gayesi olarak gören hassasiyeti dikkate alınarak, eserleri bilimsel tarafsızlık ilkesi çerçevesinde yorumlanmaya çalışılmıştır. Amaç, yazarın eserlerindeki ortak temayı, zaman, mekân, şahıs kadrosunu, dil ve üslubunu tespit ederek düşünce dünyasının kapılarını açmak ve bu vesile ile anlamlandırılan öykülerinin modern edebiyatımıza katkılarını tespit etmektir.

Çalışmada, yazarın edebî metinleri, her zaman diliminin kendi gerçekliğini yarattığı düşüncesiyle, yazıldıkları dönem dikkate alınarak kronolojik bir şekilde tahlil edilmiştir. Elde edilen sonuçlar “Rasim Özdenören’in Eser Verdiği Döneme Genel Bir Bakış”, “Rasim Özdenören’in Hayatı ve Eserleri”, “Öykücülüğü”, “Romancılığı ve Gül Yetiştiren Adam” ve “Denemeler” olmak üzere beş başlık altında incelenmiştir.

Yazarın düşünce dünyasının kapılarını aralamak için çalışma bölümlere ayrılmış ve bunun sonucunda şöyle bir kanıya varılmıştır: Rasim Özdenören, modern teknikler doğrultusunda, kendine özgü bir dil ve anlatıma önem verir. Klasik öykü ve roman anlayışının dışında eser veren bir yetkinliğe sahiptir. İnsan psikolojisine yönelik gözlem gücü, izlenim ve duygulanışlarla kurduğu duyarlılık, zihin evreninin çağrışıma dayalı zenginlikleriyle süslüdür. Yeni biçim ve anlatım denemelerinin sürekli olması ile Türk Edebiyatının, modern edebiyatla ilişkisini canlı tutmaya özen göstermiştir.

Rasim Özdenören’in eserleri incelenirken, birinci bölümünde yazarın eser yazmaya başladığı dönemin genel bir panoraması verilmiştir. Döneme damgasını vuran siyasî olayların, edebiyata ideolojik söylemi nasıl dayattığı, yazarın ise bu ideolojik söylemlere boyun eğmeyip, edebiyata has dili, sanata özgü bir tavırla toplumsal duyarlılığını eserlerine yansıttığı belirlenmeye çalışılmıştır.

İkinci bölüm, yazarın hayatı ve sanatının genel bir yaklaşımını sergilemektedir. Özellikle sanatının gelişmesinde, Anadolu’nun değişik coğrafyalarında geçen çocukluk döneminin etkisi ve insanların iç dünyaları ile ilgili yaptığı gözlemler birer odak noktası olarak ele alınmıştır.

Üçüncü bölümde yazarın öykücülüğü ele alınmıştır. Yazarın bu medeniyetin kaynakları başta olmak üzere, dünya edebiyatının önemli isimlerine kadar genişleyen zengin birikim kaynaklarını modern tekniklerle birleştirerek kendine özgü bir sesi nasıl yakaladığı belirtilmiştir. Bu bölüm, ortak temalar dikkate alınarak olay örgüsü bakımından sınıflandırılmaya gidilmiştir. Çünkü bireyin merkeze alındığı olay örgüsü, modern teknik gereği bireylerin iç sesine yoğunlaşmasını vermesi açısından önemlidir. Tematik incelemede ise, devrin sosyal ve kültürel şartları gözardı edilmeden öykülerdeki sebep sonuç ilişkisinin verilmesine çaba gösterilmiştir. Böylece kişilerin iç dünyaları ile sosyal ve kültürel şartlar arasındaki ilişkisi tespit edilmeye çalışılmıştır.

Üçüncü bölümün şahıs kadrosunu içeren kısımlarında, şahısların yaşadıkları çatışmaları, çatışmanın sebepleri toplumsal şartlarla açıklanmaya çalışılmıştır. Çünkü şahısların kişiliği, büyük ölçüde toplumsal değerlerden etkilenir. Bu değerlerin farklı olması farklı dünyalara sahip şahısları yaratır. Bu nedenle alıntıların toplumsal değerlerle ilgili olmasına özen gösterilmiştir.

Bir edebî eserin temel öğelerinden biri olan zaman ve mekân kavramları da bu bölümde incelenmiştir. Öncelikle edebî eserlerdeki zaman kavramının genel olarak bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Böylece Rasim Özdenören’deki zaman kavramının ayırt edici özelliğine değinilmeye çalışılmıştır. Bölümün mekân unsurunu içeren kısımlar, modern kurgu ve klasik kurguya dayalı mekân anlayışı dikkate alınarak incelenmiştir. Rasim Özdenören’in yenilikçi kimliğini, mekân konusunda da ortaya çıkarmak bu yöntemin benimsenmesinin temel sebeplerinden birini oluşturur.

Üçüncü bölümün “Dil, Üslûp ve Anlatım Teknikleri” adlı kısımlarda, yazarın estetik dil kaygısı ve onu modern kurguya yakınlaştıran teknikler üzerinde durulmuştur.

Yazarın öyküleri üzerine yapılan incelemede kullanılan yöntemin aynısı romanı içinde kullanılmıştır. Romanda, iki farklı dünyanın değer dünyasındaki yozlaşmanın sebep ve sonuçları tespit edilirken, yazarın kaybolan değerler karşısında korunmak için topluma yönelik çağrısı, yine topluma ruh veren unsurlarla ilişkilendirilerek somutlaşmaya çalışılmıştır.

Dördüncü bölümde, Rasim Özdenören’in sanat, edebiyat, eleştiri konularında yazdığı yazılar tetkik edilmiştir. Yüzyıllardan beri “Sanat nedir?” “Güzellik nedir?” gibi tartışma konularını yargılamaksızın tahlil eden yazıları, öykü, roman, şiir ve eleştiri gibi edebî türlerle ilgili düşünceler, bir edebiyat kuramı oluşturacak özgünlüktedir. Bu bölümde, edebiyat kuramı oluşturacak yazılar, edebiyat ve kültür arasındaki ilişki dikkate alınarak Özdenören’in Türk edebiyatındaki önemi somutlaştırılmaya çalışılmıştır.

İncelemenin sonunda sonuç bölümüne geçilmiş ve bu bölümde Rasim Özdenören’in Türk edebiyatında özgün bir ses olmasını sağlayan nedenler, genel bir değerlendirmeye tabii tutulmuştur. Ayrıca incelememizde kullandığımız eserler, kaynakça kısmında gösterilmiştir.

Bu çalışma, “Rasim Özdenören Hakkında Bir Monografi Çalışması” (2013) başlıklı doktora tezinden üretilmiştir.

Topluma ve toplumsal hayata sıkı sıkıya bağlı olduğu gibi ferdi tecrübelerle de bağlantısı olan sanat, insanın algıladığı gerçeklik ile ilişkisini estetik ölçütler içinde düzenleyen; objeyi anlamaya ve yorumlamaya çalışan bir anlatım biçimidir.

Psikanaliz bakış açısına göre sanatı sanat yapan asıl unsur mizaçtır. Nesnel dünyayı estetik form içinde algılama mizacına sahip sanatçılar, mizaçları gereği insan ve nesnel gerçeklik arasındaki ilişkiye duyarsız kalmazlar ve toplumsal dinamikleri kültürel kodları, medeniyetin ruhunu teşkil eden unsurları, çok boyutlu algılama mizaçlarıyla yeniden dönüştürürler. Toplumsal duyarlılığın neticesi olan bu durum sanatçıya, bilimsel gelişmeler dâhil olmak üzere, toplumu ve insanı ilgilendiren her şeye karşı ciddi bir sorumluluk yüklemektedir. Çağın algısına uygun olarak değişen insan gerçeklik ilişkisine göre, yeni yorumlarla zenginleşen yeni estetik algı çerçevesinde çağın sorunlarını yakalama, bireyi olası tehlikeler karşısında uyarma ve bireyin kendini gerçekleştirmesine imkân hazırlama, söz konusu sorumluluklardan başlıcalarıdır.

50 yılı aşkın sanat hayatı boyunca ortaya koyduğu eserlerle Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı ve fikir dünyasının temel taşlarından biri olan Rasim Özdenören, yüklendiği sorumluluk bilincini, sanatçı mizacıyla birleştiren önemli bir isimdir. Eser yazmaya başladığı dönemde sanat ve edebiyat dünyasına hâkim olan ideolojik tavırların yerine, bireyi merkeze alması, modern anlatıların takipçisi olması, bireyin ruh tedirginliklerinden hareket ederek bağlı bulunduğu medeniyete has kültürel kodları çağın sorunlarıyla işlemesi, onu ve eserlerini ayrıcalıklı bir konuma getirir.

Yazar, modernleşme olgusunu bünyesinde taşıyan hızlı kültürel çözülmeye maruz kalan Türkiye’nin yaşadığı sıkıntıları, bireysel düzlemde ele alarak, değerler dünyasını erozyona uğratan şartlara yeni bakış açısı getirir. Bireylerin açmazları üzerine inşa edilen iç hesaplaşmaları, toplumdaki değişim ile birlikte özellikle yabancılaşma problemini merkeze alarak işler. Dolayısıyla eserlerinde sosyolojik, psikolojik ve felsefi anlamda ele alınan yabancılaşma sorunsalı, Cumhuriyetten sonra radikal bir dönüş diye nitelendirilecek medeniyet değişimi hamlesi ile birlikte yürür. Bu nedenle bireyin yaşadığı bütün iç hesaplaşmalar, medeniyet değişimi hamlesinin toplumda meydana getirdiği çalkantıların nabzını tutmakla eşdeğerdir. Yazar sadece sorunu belirlemekle kalmaz, bunun yanında yozlaşan değerler karşısına kaynağını millî ruhtan ve medeniyetin özünden alan unsurlarla, ele aldığı sorunlara çözüm de üretir. Özellikle Denize Açılan Kapı, Ansızın Yola Çıkmak, Kuyu kitaplarında yoğun olarak ele aldığı ve tasavvufî yönü ağır basan öykülerinde, varoluşsal sorgulamalarını tasavvufla anlamlandırmaya çalışan tipler aracılığıyla, toplumun yönelmesi gereken değerleri gösterir. Millî ve manevi alanların tamamını kapsayacak şekilde çok zengin içerikli değerler dünyası, sanatın yerelden hareket edilmediği sürece, evrensel olunmayacağı gerçeğini gösterir. Bu açıdan bakıldığında yazar, çıkış noktası olarak yerelden hareket etmiş ve anlattığı her şey, kaynağını bu medeniyetten almıştır. Çağın değerlerini ve edebiyattaki modern teknikleri göz ardı etmeksizin, evrensel insanı yerellik üzerine inşa etmesi, onun edebiyatımızdaki özgün yerini daha da sağlamlaştırmıştır.

Bu çalışmada Rasim Özdenören’in toplumsal duyarlılığı ve sanatı, insanı yüceltme gayesi olarak gören hassasiyeti dikkate alınarak, eserleri bilimsel tarafsızlık ilkesi çerçevesinde yorumlanmaya çalışılmıştır. Amaç, yazarın eserlerindeki ortak temayı, zaman, mekân, şahıs kadrosunu, dil ve üslubunu tespit ederek düşünce dünyasının kapılarını açmak ve bu vesile ile anlamlandırılan öykülerinin modern edebiyatımıza katkılarını tespit etmektir.

Çalışmada, yazarın edebî metinleri, her zaman diliminin kendi gerçekliğini yarattığı düşüncesiyle, yazıldıkları dönem dikkate alınarak kronolojik bir şekilde tahlil edilmiştir. Elde edilen sonuçlar “Rasim Özdenören’in Eser Verdiği Döneme Genel Bir Bakış”, “Rasim Özdenören’in Hayatı ve Eserleri”, “Öykücülüğü”, “Romancılığı ve Gül Yetiştiren Adam” ve “Denemeler” olmak üzere beş başlık altında incelenmiştir.

Yazarın düşünce dünyasının kapılarını aralamak için çalışma bölümlere ayrılmış ve bunun sonucunda şöyle bir kanıya varılmıştır: Rasim Özdenören, modern teknikler doğrultusunda, kendine özgü bir dil ve anlatıma önem verir. Klasik öykü ve roman anlayışının dışında eser veren bir yetkinliğe sahiptir. İnsan psikolojisine yönelik gözlem gücü, izlenim ve duygulanışlarla kurduğu duyarlılık, zihin evreninin çağrışıma dayalı zenginlikleriyle süslüdür. Yeni biçim ve anlatım denemelerinin sürekli olması ile Türk Edebiyatının, modern edebiyatla ilişkisini canlı tutmaya özen göstermiştir.

Rasim Özdenören’in eserleri incelenirken, birinci bölümünde yazarın eser yazmaya başladığı dönemin genel bir panoraması verilmiştir. Döneme damgasını vuran siyasî olayların, edebiyata ideolojik söylemi nasıl dayattığı, yazarın ise bu ideolojik söylemlere boyun eğmeyip, edebiyata has dili, sanata özgü bir tavırla toplumsal duyarlılığını eserlerine yansıttığı belirlenmeye çalışılmıştır.

İkinci bölüm, yazarın hayatı ve sanatının genel bir yaklaşımını sergilemektedir. Özellikle sanatının gelişmesinde, Anadolu’nun değişik coğrafyalarında geçen çocukluk döneminin etkisi ve insanların iç dünyaları ile ilgili yaptığı gözlemler birer odak noktası olarak ele alınmıştır.

Üçüncü bölümde yazarın öykücülüğü ele alınmıştır. Yazarın bu medeniyetin kaynakları başta olmak üzere, dünya edebiyatının önemli isimlerine kadar genişleyen zengin birikim kaynaklarını modern tekniklerle birleştirerek kendine özgü bir sesi nasıl yakaladığı belirtilmiştir. Bu bölüm, ortak temalar dikkate alınarak olay örgüsü bakımından sınıflandırılmaya gidilmiştir. Çünkü bireyin merkeze alındığı olay örgüsü, modern teknik gereği bireylerin iç sesine yoğunlaşmasını vermesi açısından önemlidir. Tematik incelemede ise, devrin sosyal ve kültürel şartları gözardı edilmeden öykülerdeki sebep sonuç ilişkisinin verilmesine çaba gösterilmiştir. Böylece kişilerin iç dünyaları ile sosyal ve kültürel şartlar arasındaki ilişkisi tespit edilmeye çalışılmıştır.

Üçüncü bölümün şahıs kadrosunu içeren kısımlarında, şahısların yaşadıkları çatışmaları, çatışmanın sebepleri toplumsal şartlarla açıklanmaya çalışılmıştır. Çünkü şahısların kişiliği, büyük ölçüde toplumsal değerlerden etkilenir. Bu değerlerin farklı olması farklı dünyalara sahip şahısları yaratır. Bu nedenle alıntıların toplumsal değerlerle ilgili olmasına özen gösterilmiştir.

Bir edebî eserin temel öğelerinden biri olan zaman ve mekân kavramları da bu bölümde incelenmiştir. Öncelikle edebî eserlerdeki zaman kavramının genel olarak bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Böylece Rasim Özdenören’deki zaman kavramının ayırt edici özelliğine değinilmeye çalışılmıştır. Bölümün mekân unsurunu içeren kısımlar, modern kurgu ve klasik kurguya dayalı mekân anlayışı dikkate alınarak incelenmiştir. Rasim Özdenören’in yenilikçi kimliğini, mekân konusunda da ortaya çıkarmak bu yöntemin benimsenmesinin temel sebeplerinden birini oluşturur.

Üçüncü bölümün “Dil, Üslûp ve Anlatım Teknikleri” adlı kısımlarda, yazarın estetik dil kaygısı ve onu modern kurguya yakınlaştıran teknikler üzerinde durulmuştur.

Yazarın öyküleri üzerine yapılan incelemede kullanılan yöntemin aynısı romanı içinde kullanılmıştır. Romanda, iki farklı dünyanın değer dünyasındaki yozlaşmanın sebep ve sonuçları tespit edilirken, yazarın kaybolan değerler karşısında korunmak için topluma yönelik çağrısı, yine topluma ruh veren unsurlarla ilişkilendirilerek somutlaşmaya çalışılmıştır.

Dördüncü bölümde, Rasim Özdenören’in sanat, edebiyat, eleştiri konularında yazdığı yazılar tetkik edilmiştir. Yüzyıllardan beri “Sanat nedir?” “Güzellik nedir?” gibi tartışma konularını yargılamaksızın tahlil eden yazıları, öykü, roman, şiir ve eleştiri gibi edebî türlerle ilgili düşünceler, bir edebiyat kuramı oluşturacak özgünlüktedir. Bu bölümde, edebiyat kuramı oluşturacak yazılar, edebiyat ve kültür arasındaki ilişki dikkate alınarak Özdenören’in Türk edebiyatındaki önemi somutlaştırılmaya çalışılmıştır.

İncelemenin sonunda sonuç bölümüne geçilmiş ve bu bölümde Rasim Özdenören’in Türk edebiyatında özgün bir ses olmasını sağlayan nedenler, genel bir değerlendirmeye tabii tutulmuştur. Ayrıca incelememizde kullandığımız eserler, kaynakça kısmında gösterilmiştir.

Bu çalışma, “Rasim Özdenören Hakkında Bir Monografi Çalışması” (2013) başlıklı doktora tezinden üretilmiştir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat