“Edirne billûr aynalarından nârin silüetlerinin dalgalandığı ve serin sularında salkım söğütlerinin gümüş telli saçlarının yıkandığı, Tunca, Arda ve Meriç nehirleri tarafından kucaklanan zümrüt bir ova ile yer yer bu ovayı taçlayan, tatlı meyilli tepecikler üzerinde kurulmuş, Türk yapı ve süsleme ustalarının yaratmış oldukları şâheserleri sinesinde toplayan, ecdat yadigârı bir serhad şehridir. Edirne’yi tanıyıp da sevmemek, sevip de âşık olmamak mümkün değildir. “Edirne Sevgisi”ni değişik ve alışılmamış bir yaklaşımla anlatmak istersek; insanı kendisine tiryaki eden bir şehirdir.”
-Dr. Ratip Kazancıgil
“Edirne billûr aynalarından nârin silüetlerinin dalgalandığı ve serin sularında salkım söğütlerinin gümüş telli saçlarının yıkandığı, Tunca, Arda ve Meriç nehirleri tarafından kucaklanan zümrüt bir ova ile yer yer bu ovayı taçlayan, tatlı meyilli tepecikler üzerinde kurulmuş, Türk yapı ve süsleme ustalarının yaratmış oldukları şâheserleri sinesinde toplayan, ecdat yadigârı bir serhad şehridir. Edirne’yi tanıyıp da sevmemek, sevip de âşık olmamak mümkün değildir. “Edirne Sevgisi”ni değişik ve alışılmamış bir yaklaşımla anlatmak istersek; insanı kendisine tiryaki eden bir şehirdir.”
-Dr. Ratip Kazancıgil