Nehaî, bir taraftan hocalarından ve onların aracılığıyla sahâbe ve Hz. Peygamber’den devralmış olduğu ilmi talebelerine aktarmış, bir taraftan da bu ilmî görüş ve düşünceleriyle, zamanının imkân ve şartları çerçevesinde yeniden yorumlamıştır. Yani o, muasırı Şa‘bî gibi sorulara sadece rivayetlerle cevap vermemiş, rivayet yoksa kendi re’yiyle cevap vermiştir. Böylece o, rey-rivayet sentezini Kûfe’de etkin bir şekilde kullanan ve bu özelliğiyle çağdaşlarından ayrışan bir âlim/fakih olmuştur. Onun, re’yi zaman zaman nasların çerçevesini zorlayacak, fakat ısrarla bu çerçevenin içerisinde kalabilecek bir incelikte ve ustalıkla kullandığı görülmüştür.
Nehaî, bir taraftan hocalarından ve onların aracılığıyla sahâbe ve Hz. Peygamber’den devralmış olduğu ilmi talebelerine aktarmış, bir taraftan da bu ilmî görüş ve düşünceleriyle, zamanının imkân ve şartları çerçevesinde yeniden yorumlamıştır. Yani o, muasırı Şa‘bî gibi sorulara sadece rivayetlerle cevap vermemiş, rivayet yoksa kendi re’yiyle cevap vermiştir. Böylece o, rey-rivayet sentezini Kûfe’de etkin bir şekilde kullanan ve bu özelliğiyle çağdaşlarından ayrışan bir âlim/fakih olmuştur. Onun, re’yi zaman zaman nasların çerçevesini zorlayacak, fakat ısrarla bu çerçevenin içerisinde kalabilecek bir incelikte ve ustalıkla kullandığı görülmüştür.