Din ve gelenekle kurulan bağın muhafazakâr zihniyet dünyasını hangi yönlerden kavradığını çözümlemede aile kurumu ve anne, evlat, eş, kız kardeş, komşu, arkadaş ilişkileriyle ya da bir dini gruba aidiyet bakımından kadınların merkezi konumda olmasına mukabil toplumsal cinsiyet kalıp yargıları dişil referansları ikincil bir konuma iter.
Kadınların toplumsal görünürlüğünü ve bu kitaba konu olan üst gelir grubu dindar kadınların gündelik hayatını sınıfsal referanslardan bağımsız değerlendirmek mümkün değildir. “Refah muhiti” kapitalist üretim/tüketim çarkını döndüren ayrışma dinamiklerinin ürettiği aynı zamanda bir rant alanı olan yerleşim modellerinde; mahalleden kopuşu ve güvenlikli yerleşim alanlarında lüks donatılarla müstakil evlerde, doğayla iç içe yaşam yönelişini temsil etmektedir.
Maddi olanaklardaki benzerlik üst gelir grubunun zihniyet dünyasının bağdaşık olduğunu doğrulamazken kentsel, mekânsal ve zihinsel ayrışma unsurlarının çerçevelediği dindar kadın profilinin müreffeh koşullarının eleştiri odağına dönüşmesi ve muhafazakârlaşma-dünyevileşme başlıklarıyla tartışılması revaçtadır. Toplumsal gerçekliğe odaklanan bu çalışma ise “Refah Muhitinde Dindar Kadın” hayatını nasıl yaşıyor? Zihniyet dünyası onu alternatif bir kamuya mı dahil ediyor? Bedenini, rollerini, ilişkilerini, tercihlerini, zevklerini ayrıştıran unsurlar neler? gibi soruların odaklandığı yaşam alanındaki esas özneyi yani aktörlerin anlatısını da dâhil ederek değerlendirilmesine olanak sağlıyor.
Din ve gelenekle kurulan bağın muhafazakâr zihniyet dünyasını hangi yönlerden kavradığını çözümlemede aile kurumu ve anne, evlat, eş, kız kardeş, komşu, arkadaş ilişkileriyle ya da bir dini gruba aidiyet bakımından kadınların merkezi konumda olmasına mukabil toplumsal cinsiyet kalıp yargıları dişil referansları ikincil bir konuma iter.
Kadınların toplumsal görünürlüğünü ve bu kitaba konu olan üst gelir grubu dindar kadınların gündelik hayatını sınıfsal referanslardan bağımsız değerlendirmek mümkün değildir. “Refah muhiti” kapitalist üretim/tüketim çarkını döndüren ayrışma dinamiklerinin ürettiği aynı zamanda bir rant alanı olan yerleşim modellerinde; mahalleden kopuşu ve güvenlikli yerleşim alanlarında lüks donatılarla müstakil evlerde, doğayla iç içe yaşam yönelişini temsil etmektedir.
Maddi olanaklardaki benzerlik üst gelir grubunun zihniyet dünyasının bağdaşık olduğunu doğrulamazken kentsel, mekânsal ve zihinsel ayrışma unsurlarının çerçevelediği dindar kadın profilinin müreffeh koşullarının eleştiri odağına dönüşmesi ve muhafazakârlaşma-dünyevileşme başlıklarıyla tartışılması revaçtadır. Toplumsal gerçekliğe odaklanan bu çalışma ise “Refah Muhitinde Dindar Kadın” hayatını nasıl yaşıyor? Zihniyet dünyası onu alternatif bir kamuya mı dahil ediyor? Bedenini, rollerini, ilişkilerini, tercihlerini, zevklerini ayrıştıran unsurlar neler? gibi soruların odaklandığı yaşam alanındaki esas özneyi yani aktörlerin anlatısını da dâhil ederek değerlendirilmesine olanak sağlıyor.