Bu çalışma Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Özel Hukuk Ana Bilim Dalı Ticaret Hukuku Bilim Dalı doktora tezi olarak hazırlanmış, 9 Haziran 2003'de kabul edilmiş ve orijinal yapısı korunarak kitaba alınmıştır.
Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 1994 yılında kabul edilmesinden sonra, Rekabet Kurumu 1997 yılında faaliyete başlamıştır. Kurum, kurulduğu tarihten itibaren danışıklılığa ilişkin çok sayıda ön araştırma ve soruşturma gerçekleştirmiş ve pek çok teşebbüse yüklü miktarlarda para cezası vermiştir. Kurumun soruşturma açtığı teşebbüslerin savunmalarında da görüldüğü gibi, ilgili teşebbüslerin en önemli itirazlarından bir tanesi, danışıklı ilişkileri dayanışma duygusu içinde normal bir davranış olarak algılamalarıdır. Aynı şekilde adli mahkemelerde gerek rakip teşebbüslerin gerek tüketicilerin açtığı dava sayısının çok az olmasında da rekabet kültürü eksikliğinin önemli bir etken olduğu söylenebilir. Fakat, piyasa işlemleri artık karşılıklı dayanışmaların var olduğu iyi komşuluk ilişkilerinden ziyade, rekabetçi ortamlarda yürütülmektedir. Teşebbüsler ya kendilerini oyunun bu yeni kurallarına uyduracaklar ya da büyük para cezalarıyla karşı karşıya kalacaklardır.
Bu çalışma, serbest piyasanın hükmettiği rekabet kültürünün gelişmesine katkıda bulunmayı ve destek vermeyi amaçlamaktadır.
Bu çalışma Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Özel Hukuk Ana Bilim Dalı Ticaret Hukuku Bilim Dalı doktora tezi olarak hazırlanmış, 9 Haziran 2003'de kabul edilmiş ve orijinal yapısı korunarak kitaba alınmıştır.
Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 1994 yılında kabul edilmesinden sonra, Rekabet Kurumu 1997 yılında faaliyete başlamıştır. Kurum, kurulduğu tarihten itibaren danışıklılığa ilişkin çok sayıda ön araştırma ve soruşturma gerçekleştirmiş ve pek çok teşebbüse yüklü miktarlarda para cezası vermiştir. Kurumun soruşturma açtığı teşebbüslerin savunmalarında da görüldüğü gibi, ilgili teşebbüslerin en önemli itirazlarından bir tanesi, danışıklı ilişkileri dayanışma duygusu içinde normal bir davranış olarak algılamalarıdır. Aynı şekilde adli mahkemelerde gerek rakip teşebbüslerin gerek tüketicilerin açtığı dava sayısının çok az olmasında da rekabet kültürü eksikliğinin önemli bir etken olduğu söylenebilir. Fakat, piyasa işlemleri artık karşılıklı dayanışmaların var olduğu iyi komşuluk ilişkilerinden ziyade, rekabetçi ortamlarda yürütülmektedir. Teşebbüsler ya kendilerini oyunun bu yeni kurallarına uyduracaklar ya da büyük para cezalarıyla karşı karşıya kalacaklardır.
Bu çalışma, serbest piyasanın hükmettiği rekabet kültürünün gelişmesine katkıda bulunmayı ve destek vermeyi amaçlamaktadır.