Reklamcılık ve Manipülasyon

Stok Kodu:
9786256394179
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
144
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%25 indirimli
200,00TL
150,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 18,33TL
Temin süresi 1-3 gündür.
9786256394179
1320382
Reklamcılık ve Manipülasyon
Reklamcılık ve Manipülasyon
150.00

İlk baskısı 1992 yılında yapılmış olan bu eser Türkiye’de alanında yazılmış ilk Türkçe reklamcılık eleştirisidir. İşin ilginç yanı, bu kitap o sıralarda Türkiye’nin “muteber” reklam ajanslarında 20 yaşında reklam yazarlığına başlayıp çalışmakta olan “içeriden” bir reklam yazarı tarafından kaleme alınmıştır.

“İçeriden bir reklam yazarı” olarak reklamcılık hakkında böyle bir eleştirel kitap yazmış olmam, yakın çevrem tarafından pek hoş karşılanmamış ve “insan ekmek yediği bir sektörü böyle eleştirir mi?” gibi sorulara ve karşı eleştirilere mâruz kalmıştım. Fakat reklamcılık eğer eleştirilecekse, reklamcılığı bilen birileri tarafından eleştirilmelidir. Hayatında hiç reklamcılık yapmamış birinin de reklamcılık eleştirisi yapması doğru ve aynı zamanda ahlâkî olmayacaktır

Kitabın yazıldığı günden bu yana değişen hiçbir şey yok. Değişen şey, teknolojik yenilikler, çeşitlenen, zenginleşen görsel efektler. Reklamcılar da bu imkânları olabildiğince kullanıyorlar. Dolayısıyla kitap, ilk günkü tazeliğini koruyor. Reklamcılık sektörünün kadîm kurbanı ve tabiri “tüketici hedef kitle”dir ve bugünlere kadar “hedef” olmaktan da kurtulabilmiş değil. Bizim geleneksel pazarımızda eski tabirle “müşteri” dediğimiz insanlar, modern reklamcılık ve pazar anlayışında maalesef “kitle”ye dönüşmüş durumda. Hem de “tüketici hedef kitle”ye! 1980’lerde insanlar reklam ve reklamı yapılan ürün konusunda şöyle düşünürlerdi: “ürün kaliteli değil ve satmıyor ki reklam yapılıyor”. Hem reklamı yapılan ürüne, hem reklama ve hem de reklamcıya bir güvensizlik söz konusuydu. Şimdi ise tersine, bir ürünün reklamı yapılmıyorsa kalitesiz ve sıradan olduğuna hükmediliyor ve “reklamlarını görmedik… demek ki kaliteli bir ürün değil” deniliyor. Reklamcılık yapanlar ise “yaratıcılık gerektiren bir işiniz var” denilerek takdir ediliyor.

Musikiye dair kıymetli yazılarıyla tanıdığımız Yalçın Çetinkaya’nın bu eseri hayatımızın bir parçası olmuş reklama okurlarımızın eleştirel bir perspektiften bakmalarına bir katkı sunması dileğiyle.

 

İlk baskısı 1992 yılında yapılmış olan bu eser Türkiye’de alanında yazılmış ilk Türkçe reklamcılık eleştirisidir. İşin ilginç yanı, bu kitap o sıralarda Türkiye’nin “muteber” reklam ajanslarında 20 yaşında reklam yazarlığına başlayıp çalışmakta olan “içeriden” bir reklam yazarı tarafından kaleme alınmıştır.

“İçeriden bir reklam yazarı” olarak reklamcılık hakkında böyle bir eleştirel kitap yazmış olmam, yakın çevrem tarafından pek hoş karşılanmamış ve “insan ekmek yediği bir sektörü böyle eleştirir mi?” gibi sorulara ve karşı eleştirilere mâruz kalmıştım. Fakat reklamcılık eğer eleştirilecekse, reklamcılığı bilen birileri tarafından eleştirilmelidir. Hayatında hiç reklamcılık yapmamış birinin de reklamcılık eleştirisi yapması doğru ve aynı zamanda ahlâkî olmayacaktır

Kitabın yazıldığı günden bu yana değişen hiçbir şey yok. Değişen şey, teknolojik yenilikler, çeşitlenen, zenginleşen görsel efektler. Reklamcılar da bu imkânları olabildiğince kullanıyorlar. Dolayısıyla kitap, ilk günkü tazeliğini koruyor. Reklamcılık sektörünün kadîm kurbanı ve tabiri “tüketici hedef kitle”dir ve bugünlere kadar “hedef” olmaktan da kurtulabilmiş değil. Bizim geleneksel pazarımızda eski tabirle “müşteri” dediğimiz insanlar, modern reklamcılık ve pazar anlayışında maalesef “kitle”ye dönüşmüş durumda. Hem de “tüketici hedef kitle”ye! 1980’lerde insanlar reklam ve reklamı yapılan ürün konusunda şöyle düşünürlerdi: “ürün kaliteli değil ve satmıyor ki reklam yapılıyor”. Hem reklamı yapılan ürüne, hem reklama ve hem de reklamcıya bir güvensizlik söz konusuydu. Şimdi ise tersine, bir ürünün reklamı yapılmıyorsa kalitesiz ve sıradan olduğuna hükmediliyor ve “reklamlarını görmedik… demek ki kaliteli bir ürün değil” deniliyor. Reklamcılık yapanlar ise “yaratıcılık gerektiren bir işiniz var” denilerek takdir ediliyor.

Musikiye dair kıymetli yazılarıyla tanıdığımız Yalçın Çetinkaya’nın bu eseri hayatımızın bir parçası olmuş reklama okurlarımızın eleştirel bir perspektiften bakmalarına bir katkı sunması dileğiyle.

 

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat