Ritüel ve İktidar Küçük Asya'da Roma İmparatorluk Kültü
Küçük Asya'nın Roma İmparatorluğu'nun denetimine girmesinin ardından, bu coğrafyadaki Grek kentleri Roma imparatorluklarını birer birer kült haline getirdi. Roma'nın Hristiyanlaşmasından sonra, Hristiyan teolojisi bu tavrı Hristiyanlıktaki siyaset-din ayrımına dayanarak, siyasi bir tavır olarak kabul etti. Ritüel ve İktidar, Anadolu'yu fetheden Roma imparatorluklarının, fethettikleri topraklarda Grek tanrı kültlerinin etkisinde o kültlerin parçası haline gelmeleri sürecini farklı bir yaklaşımla yeniden tartışamaya açmaktadır. Bu bağlamda, Anadolu coğrafyasını konu edinen çalışma, Anadolu kentlerinin fatihlere karşı geliştirdikleri siyasi-kültürel tepkiyi, siyaset ve din arasındaki ilişkiyi, özellikle Hristiyanlığın kabulunden beri yanlış yorumlanmış olan bu oluşumun ardındaki gerçek toplumsal süreçleri inceliyor.
Roma imparatorlarının Anadolu kent devletlerinde yarı insan-yarı tanrı haline gelişinin tarihi, Hıristiyanlığın ilk dönemi kadar, antropoloji, din ve kültür tarihi, siyaset bilimi ve sanat tarihi bakımından da önem taşımaktadır. Ritüel ve İktidar adlı yapıtında, kültlerin, Grek kentlerinin Roma'nın dışarıdan gelen iktidarıyla uzlaşmasında oynadığı rolü inceleyen Simon Price, Latince ve Grekçe kaynakların yanı sıra edebi metinlerden, arkeolojiden, nümizmatikten ve epigrafiden de yararlanarak, sadece MS üçüncü yüzyıl ortasına ait Anadolu tarihine dair bilgilerimizi genişletmekle kalmıyor, Afrika'dan Kamboçya'ya kadar uzanan geniş bir coğrafyaya yayılan karşılaştırmalı yaklaşımıyla, dinsel ritüel ile siyasi iktidar arasındaki ilişkiye dair kavrayışımızı da derinleştiriyor. Üzerinde yaşadığımız toprakların kültür tarihinin önemli bir boyutuna dikkat çeken, disiplinler arası yaklaşımıyla özgün bir çalışma olan Ritüel ve İktidar'ın İngilizcede yedi baskı yapmış olması, kitabın yukarıda anılan özelliklerden kaynaklanan değerini açıklamaktadır.
Küçük Asya'nın Roma İmparatorluğu'nun denetimine girmesinin ardından, bu coğrafyadaki Grek kentleri Roma imparatorluklarını birer birer kült haline getirdi. Roma'nın Hristiyanlaşmasından sonra, Hristiyan teolojisi bu tavrı Hristiyanlıktaki siyaset-din ayrımına dayanarak, siyasi bir tavır olarak kabul etti. Ritüel ve İktidar, Anadolu'yu fetheden Roma imparatorluklarının, fethettikleri topraklarda Grek tanrı kültlerinin etkisinde o kültlerin parçası haline gelmeleri sürecini farklı bir yaklaşımla yeniden tartışamaya açmaktadır. Bu bağlamda, Anadolu coğrafyasını konu edinen çalışma, Anadolu kentlerinin fatihlere karşı geliştirdikleri siyasi-kültürel tepkiyi, siyaset ve din arasındaki ilişkiyi, özellikle Hristiyanlığın kabulunden beri yanlış yorumlanmış olan bu oluşumun ardındaki gerçek toplumsal süreçleri inceliyor.
Roma imparatorlarının Anadolu kent devletlerinde yarı insan-yarı tanrı haline gelişinin tarihi, Hıristiyanlığın ilk dönemi kadar, antropoloji, din ve kültür tarihi, siyaset bilimi ve sanat tarihi bakımından da önem taşımaktadır. Ritüel ve İktidar adlı yapıtında, kültlerin, Grek kentlerinin Roma'nın dışarıdan gelen iktidarıyla uzlaşmasında oynadığı rolü inceleyen Simon Price, Latince ve Grekçe kaynakların yanı sıra edebi metinlerden, arkeolojiden, nümizmatikten ve epigrafiden de yararlanarak, sadece MS üçüncü yüzyıl ortasına ait Anadolu tarihine dair bilgilerimizi genişletmekle kalmıyor, Afrika'dan Kamboçya'ya kadar uzanan geniş bir coğrafyaya yayılan karşılaştırmalı yaklaşımıyla, dinsel ritüel ile siyasi iktidar arasındaki ilişkiye dair kavrayışımızı da derinleştiriyor. Üzerinde yaşadığımız toprakların kültür tarihinin önemli bir boyutuna dikkat çeken, disiplinler arası yaklaşımıyla özgün bir çalışma olan Ritüel ve İktidar'ın İngilizcede yedi baskı yapmış olması, kitabın yukarıda anılan özelliklerden kaynaklanan değerini açıklamaktadır.