Edebî metinler, çağı ve onu oluşturan zamanın ruhunu bir ayna gibi yansıtarak geçmiş, şimdi ve gelecekteki oluş, olgu ve olaylarını irdeler. Nitekim sanat, zaman(lar)ın soylu öyküsünü kurgu mekânların içinde kendi dili ve imkânları dâhilinde bir fark edişler bütününe dönüştürerek yeniden kavramamızı sağlar.
İnsanın zaman ile münasebeti yaşamın mekân içinde belirli bir akış içinde devam etmesiyle oluşur. Bu bakımdan insanın yaşamına dair oluş ve tavrını ortaya koyduğu alanlardan biri de hiç kuşkusuz edebiyattır. Kurmaca dünyada yaşamın öznesi insanın, mekân ve zaman içindeki durumu, devinimini ortaya koyan edebi türlerden biri de romandır. Romanda işlenen kurgunun gerçek ya da gerçeğe yakın bir şekilde ele alınması, zaman, mekân ve karakter gibi iç yapı unsurlarının titiz bir şekilde ele alınmasıyla mümkündür.
Bir zaman sanatı olan romanda, vaka, mekân ve karakter gibi zaman da kurmacadır. Romanda zaman akışı, devinimi ve dizilişi; “kronolojik/sıradizimsel/düz” karakterli ve “değişken/dönüşümlü/sarmal yapılı ve eş zamanlı (artsüremsel, eşsüremsel, önsüremsel) ” kurgu şeklinde olurken, olay ve durumların kurgulanışı; “vaka /olay/ öykü/macera zamanı (itibari zaman)”, anlatma/öyküleme zamanı (artsüremsel, eşsüremsel, önsüremsel), yazma zamanı, okuma zamanı düzlemlerinde oluşur. Vaka/olay/öykü/macera zamanı (itibari zaman)”, anlatma/öyküleme zamanı, yazma zamanı ve okuma zamanı; izleksel açıdan tarihi zaman, sosyal zaman, bireysel zaman, psikolojik zaman karmaşık/karma zamanlar şeklinde iç zaman kurgusuna sahiptir. Modern romanlar da ise zaman; ileri-geriye doğru değişken/dönüşümlü/sarmal yapıya sahip olduğundan zamanı geçmiş/şimdi/gelecek şeklinde “kronolojik/sıradizimsel” olarak sabitlemek, kategorize etmek mümkün değildir.
Her insanın yaşamaya dair bir zamanı olduğu gibi her romanın da içinde kendine ait kurulu bir zamanı vardır. Bizde ‘Romanda Zaman (Romanda Zaman Poetiği Üzerine…)’ adlı bu çalışmamızla bu işleyişin temel düzlemlerini ortaya koymaya çalıştık.
Edebî metinler, çağı ve onu oluşturan zamanın ruhunu bir ayna gibi yansıtarak geçmiş, şimdi ve gelecekteki oluş, olgu ve olaylarını irdeler. Nitekim sanat, zaman(lar)ın soylu öyküsünü kurgu mekânların içinde kendi dili ve imkânları dâhilinde bir fark edişler bütününe dönüştürerek yeniden kavramamızı sağlar.
İnsanın zaman ile münasebeti yaşamın mekân içinde belirli bir akış içinde devam etmesiyle oluşur. Bu bakımdan insanın yaşamına dair oluş ve tavrını ortaya koyduğu alanlardan biri de hiç kuşkusuz edebiyattır. Kurmaca dünyada yaşamın öznesi insanın, mekân ve zaman içindeki durumu, devinimini ortaya koyan edebi türlerden biri de romandır. Romanda işlenen kurgunun gerçek ya da gerçeğe yakın bir şekilde ele alınması, zaman, mekân ve karakter gibi iç yapı unsurlarının titiz bir şekilde ele alınmasıyla mümkündür.
Bir zaman sanatı olan romanda, vaka, mekân ve karakter gibi zaman da kurmacadır. Romanda zaman akışı, devinimi ve dizilişi; “kronolojik/sıradizimsel/düz” karakterli ve “değişken/dönüşümlü/sarmal yapılı ve eş zamanlı (artsüremsel, eşsüremsel, önsüremsel) ” kurgu şeklinde olurken, olay ve durumların kurgulanışı; “vaka /olay/ öykü/macera zamanı (itibari zaman)”, anlatma/öyküleme zamanı (artsüremsel, eşsüremsel, önsüremsel), yazma zamanı, okuma zamanı düzlemlerinde oluşur. Vaka/olay/öykü/macera zamanı (itibari zaman)”, anlatma/öyküleme zamanı, yazma zamanı ve okuma zamanı; izleksel açıdan tarihi zaman, sosyal zaman, bireysel zaman, psikolojik zaman karmaşık/karma zamanlar şeklinde iç zaman kurgusuna sahiptir. Modern romanlar da ise zaman; ileri-geriye doğru değişken/dönüşümlü/sarmal yapıya sahip olduğundan zamanı geçmiş/şimdi/gelecek şeklinde “kronolojik/sıradizimsel” olarak sabitlemek, kategorize etmek mümkün değildir.
Her insanın yaşamaya dair bir zamanı olduğu gibi her romanın da içinde kendine ait kurulu bir zamanı vardır. Bizde ‘Romanda Zaman (Romanda Zaman Poetiği Üzerine…)’ adlı bu çalışmamızla bu işleyişin temel düzlemlerini ortaya koymaya çalıştık.