Bu kitap, bu güne dek verdiği aydınlatıcı öğretilerle pek çok insanı uyandırmış ve yaşamlarını olağanüstü bir biçimde değiştirmiş olan Ramtha'nın kendi kurduğu Aydınlanma Okulu'nda öğrencilerine son dönemde sunduğu çok önemli ve kadim bir bilgelik öğretisini içermektedir.
Binlerce yıldır az sayıda inisiyenin ulaşabildiği çok değerli bilgiler ve uygulamalar bu kitapta çok açık ve idrak ettirici bir biçimde sunulmaktadır. Bu anlamda, eliniz-deki kitap, okurun sunulan öğretiyi bizzat deneyimleyip doğrulamasını sağlayabilecek eşsiz bir inisiyasyon kitabıdır.
“Ruhun doğuşu, yani insanın yaşamında ortaya çıkışı bir bedenin doğuşu kadar çarpıcı olabilir. Ruh genetik mirasın yoğun zarını yarıp geçerek doğmak zorundadır. O herkesin tutum dediği yoğun nöronet programını yarıp geçmelidir. Böylece, ruh genetik/çevresel/nörolojik eğitimin yoğun tabakalarını yarıp geçer. O ana dek beden kendi bölgesini sahiplenmiştir ve ruh bu sahiplenilmiş bölgede doğmak zorundadır. Ve ruh çok nadiren sevinç içinde doğar. O çoğunlukla haraplık içinde doğar; o “ruhun karanlık gecesi”nde doğar. Bu ruhun mücadelesidir.
Ruh yapması gereken şeyi yaptığında, ışık içinde doğduğunda, insan tam bir huzur, sükûnet ve vecitsel mutlulukla dolar ve böylece ruh amacını gerçekleştirmiş olur.”
- Ramtha
Bu kitap, bu güne dek verdiği aydınlatıcı öğretilerle pek çok insanı uyandırmış ve yaşamlarını olağanüstü bir biçimde değiştirmiş olan Ramtha'nın kendi kurduğu Aydınlanma Okulu'nda öğrencilerine son dönemde sunduğu çok önemli ve kadim bir bilgelik öğretisini içermektedir.
Binlerce yıldır az sayıda inisiyenin ulaşabildiği çok değerli bilgiler ve uygulamalar bu kitapta çok açık ve idrak ettirici bir biçimde sunulmaktadır. Bu anlamda, eliniz-deki kitap, okurun sunulan öğretiyi bizzat deneyimleyip doğrulamasını sağlayabilecek eşsiz bir inisiyasyon kitabıdır.
“Ruhun doğuşu, yani insanın yaşamında ortaya çıkışı bir bedenin doğuşu kadar çarpıcı olabilir. Ruh genetik mirasın yoğun zarını yarıp geçerek doğmak zorundadır. O herkesin tutum dediği yoğun nöronet programını yarıp geçmelidir. Böylece, ruh genetik/çevresel/nörolojik eğitimin yoğun tabakalarını yarıp geçer. O ana dek beden kendi bölgesini sahiplenmiştir ve ruh bu sahiplenilmiş bölgede doğmak zorundadır. Ve ruh çok nadiren sevinç içinde doğar. O çoğunlukla haraplık içinde doğar; o “ruhun karanlık gecesi”nde doğar. Bu ruhun mücadelesidir.
Ruh yapması gereken şeyi yaptığında, ışık içinde doğduğunda, insan tam bir huzur, sükûnet ve vecitsel mutlulukla dolar ve böylece ruh amacını gerçekleştirmiş olur.”
- Ramtha
