Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde...
Bir genç yaşarmış. Mert bir delikanlıymış, öyle böyle değil! Çalışmayı çok severmiş, geceyi gündüz eylermiş. Çokta saygılıymış; küçükleri korur, büyüklere hürmet eder, ellerini öpermiş. Türküleriyle dağı taşı coştururmuş...
Az gitmiş uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş, gün akşam olmuş. Yorulmuş, açlıktan midesi kazınmış. Bir pınarın yanına varmış. Yeşil çimenler, üzerine bağdaş kurup oturmuş. Torbasını açmış azığını çıkarmış. O kadar açıkmış ki bükün yiyeceklerini bir çırpıda silip süpürmüş. Yarın düşünmeden nesi var nesi yok hep bitirmiş.
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde...
Bir genç yaşarmış. Mert bir delikanlıymış, öyle böyle değil! Çalışmayı çok severmiş, geceyi gündüz eylermiş. Çokta saygılıymış; küçükleri korur, büyüklere hürmet eder, ellerini öpermiş. Türküleriyle dağı taşı coştururmuş...
Az gitmiş uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş, gün akşam olmuş. Yorulmuş, açlıktan midesi kazınmış. Bir pınarın yanına varmış. Yeşil çimenler, üzerine bağdaş kurup oturmuş. Torbasını açmış azığını çıkarmış. O kadar açıkmış ki bükün yiyeceklerini bir çırpıda silip süpürmüş. Yarın düşünmeden nesi var nesi yok hep bitirmiş.