Çeviri eşdeğerliği, kuşkusuz, modası geçmiş bir kavramdır. Bu konuyu yeniden gündeme getirme, hatta üzerine kitap yazma girişimi doğal olarak akıllarda sorular uyandırabilir. Kitabın yazarını bu girişime iten ilk gerekçe, eşdeğerlik kavramı dâhil olmak üzere genel olarak Rus çeviribilim alanıyla ilgili bilgilerimizin yetersiz olmasıdır. Akademik ilerlemenin kesintili olmaması gerektiğine ilişkin inanç ise bu çalışmayı tetikleyen ikinci gerekçe.
Ne var ki kaynak odaklılık - erek odaklılık, yazarı okura taşımak - okuru yazara taşımak antinomisinin dar çerçevesinden çıkmayı başaramamış gibi görünen eşdeğerlik kavramı çevirinin kompleks doğasını çözümlemek için yetersiz kalmakta. Heyecan verici çalışmaların yapıldığı dönemde bu siyah-beyaz görüntüleri tozlu raflardan indirip yeniden gün ışığına çıkarmanın gerekliliği haklı kuşkular uyandırır. Bu noktada bakış açımızı tazelemek için şu soruya yanıt aramak denenebilir: Eşdeğerliğin farklı, alışılmışın dışında bir yorumu mümkün mü? Bu gerekçeler ve soruyla yola çıkan yazar Rus dilbilimsel çeviri kuramının temsilcilerinden Vilen Naumoviç Komissarov’un beş düzey içeren eşdeğerlik sınıflandırmasını incelemeye ve sınamaya karar vermiştir.
Çeviri eşdeğerliği, kuşkusuz, modası geçmiş bir kavramdır. Bu konuyu yeniden gündeme getirme, hatta üzerine kitap yazma girişimi doğal olarak akıllarda sorular uyandırabilir. Kitabın yazarını bu girişime iten ilk gerekçe, eşdeğerlik kavramı dâhil olmak üzere genel olarak Rus çeviribilim alanıyla ilgili bilgilerimizin yetersiz olmasıdır. Akademik ilerlemenin kesintili olmaması gerektiğine ilişkin inanç ise bu çalışmayı tetikleyen ikinci gerekçe.
Ne var ki kaynak odaklılık - erek odaklılık, yazarı okura taşımak - okuru yazara taşımak antinomisinin dar çerçevesinden çıkmayı başaramamış gibi görünen eşdeğerlik kavramı çevirinin kompleks doğasını çözümlemek için yetersiz kalmakta. Heyecan verici çalışmaların yapıldığı dönemde bu siyah-beyaz görüntüleri tozlu raflardan indirip yeniden gün ışığına çıkarmanın gerekliliği haklı kuşkular uyandırır. Bu noktada bakış açımızı tazelemek için şu soruya yanıt aramak denenebilir: Eşdeğerliğin farklı, alışılmışın dışında bir yorumu mümkün mü? Bu gerekçeler ve soruyla yola çıkan yazar Rus dilbilimsel çeviri kuramının temsilcilerinden Vilen Naumoviç Komissarov’un beş düzey içeren eşdeğerlik sınıflandırmasını incelemeye ve sınamaya karar vermiştir.