Rus Düşünce Tarihi Aydınlanma'dan Marksizme
Batı Avrupa geleneğine bağımlı 18. / 19. yüzyıl Rus düşüncesinin özgün yanını ortaya koyan Rus Düşünce Tarihi, konuya ilgi duyan tüm okuyucuları doyuracak nitelikte bir çalışma. Walicki’nin sunduğu arkaplan, Rus aydınların Batılılaştırma ile geleneği yaşatma arasında gidip geldikleri sancılı, ama toplumun kaderini bütünüyle değiştirecek olayları besleyen dönem. Kitabın her bölümünde, yaşanan tartışmaların bambaşka bir dünya görüşü ve Rusya’ya özgü bir düşünme sistematiği doğuruşunu izliyoruz. Walicki, bu kadar kalabalık bir toplumun hızla çağdaşlaştırılmasını hedefleyen bu harekette eski ve yeni fikirlerin nasıl yanyana gelebildiğini; Avrupa felsefesinin Rus aydınların gözünde geçirdiği değişimi ve birbirinden farklı tüm gelecek kurgularını ayrıntısıyla ele alıyor. Rus düşüncesinin tarihsel bir çerçevede incelenmesi sayesinde, tartışmaları yaratan gerçeklerle, toplumun gidişatına dair öngörülerinin şaşırtıcı sürekliliğini keşfediyoruz. Andrzej Walicki, on sekiz yıllık ayrıntılı araştırmalarının birikimiyle yazdığı çalışmasında, geleneklerinden kopmaksızın ve toplumsal koşullarını unutmaksızın yepyeni bir ulusun temellerini atan Rus aydınların savaşımını etkileyici bir biçimde öykülüyor. Tarihsel-felsefi sorunlar, siyasal ve dinsel tartışmalarla toplumsal düşünce ve hatta edebiyatla temellenen Rus düşüncesini en geniş perspektiften sunan bu klasikleşmiş eserde, kendilerini Rusya’nın geleceğinden sorumlu tutan aydınların modernleşme tutkusuyla giriştikleri hareketin, 20. yüzyılın başında yaşanan tarihsel kırılmayı adım adım yaratışına tanık olacaksınız.
Batı Avrupa geleneğine bağımlı 18. / 19. yüzyıl Rus düşüncesinin özgün yanını ortaya koyan Rus Düşünce Tarihi, konuya ilgi duyan tüm okuyucuları doyuracak nitelikte bir çalışma. Walicki’nin sunduğu arkaplan, Rus aydınların Batılılaştırma ile geleneği yaşatma arasında gidip geldikleri sancılı, ama toplumun kaderini bütünüyle değiştirecek olayları besleyen dönem. Kitabın her bölümünde, yaşanan tartışmaların bambaşka bir dünya görüşü ve Rusya’ya özgü bir düşünme sistematiği doğuruşunu izliyoruz. Walicki, bu kadar kalabalık bir toplumun hızla çağdaşlaştırılmasını hedefleyen bu harekette eski ve yeni fikirlerin nasıl yanyana gelebildiğini; Avrupa felsefesinin Rus aydınların gözünde geçirdiği değişimi ve birbirinden farklı tüm gelecek kurgularını ayrıntısıyla ele alıyor. Rus düşüncesinin tarihsel bir çerçevede incelenmesi sayesinde, tartışmaları yaratan gerçeklerle, toplumun gidişatına dair öngörülerinin şaşırtıcı sürekliliğini keşfediyoruz. Andrzej Walicki, on sekiz yıllık ayrıntılı araştırmalarının birikimiyle yazdığı çalışmasında, geleneklerinden kopmaksızın ve toplumsal koşullarını unutmaksızın yepyeni bir ulusun temellerini atan Rus aydınların savaşımını etkileyici bir biçimde öykülüyor. Tarihsel-felsefi sorunlar, siyasal ve dinsel tartışmalarla toplumsal düşünce ve hatta edebiyatla temellenen Rus düşüncesini en geniş perspektiften sunan bu klasikleşmiş eserde, kendilerini Rusya’nın geleceğinden sorumlu tutan aydınların modernleşme tutkusuyla giriştikleri hareketin, 20. yüzyılın başında yaşanan tarihsel kırılmayı adım adım yaratışına tanık olacaksınız.