Frank S. Russell'ın "Ruslar’ın Türklerle Savaşları" adlı eseri, iki büyük imparatorluğun uzun süren çatışmalarını detaylı bir şekilde ele alıyor. Kitap, yeni bir tarih teorisi veya savaş ve siyaset bilimine dair şaşırtıcı keşifler sunma iddiasında değil, aksine geçmişten önemli pasajları okuyucuların önüne koyarak geleceğe bir bakış sunmayı amaçlıyor. Russell, özellikle 1828-1829 yılları arasındaki savaşları derinlemesine inceliyor ve bu dönemle ilgili olarak Kont Moltke, Albay Chesney ve diğer tarihçilerin eserlerinden faydalanıyor. Bu savaşların, sadece savaş sanatı açısından bile oldukça ilginç olduğu belirtiliyor. Yazar, tarih boyunca hükümdarların ve orduların değiştiğini, ancak savaş alanlarının ve strateji ilkelerinin aynı kaldığını vurguluyor.
Eserde, İngiltere'nin Doğu'ya duyduğu endişelerden bahsedilirken, geçmişin tarihinin geleceğe ışık tutabileceği düşüncesi savunuluyor. 1877'de yazılan bu eser, o dönemdeki siyasi durumun da bir yansımasını taşıyor ve Büyük Güçlerin Osmanlı Devleti üzerindeki baskılarına dikkat çekiyor. " Ruslar’ın Türklerle Savaşları ", Osmanlı ve Rusya arasındaki çatışmaların stratejik, askeri ve politik yönlerini detaylandırırken, bu savaşların yalnızca geçmişte kalmayıp gelecekte de benzer sahnelerin yaşanabileceğini öngörüyor.
Frank S. Russell'ın "Ruslar’ın Türklerle Savaşları" adlı eseri, iki büyük imparatorluğun uzun süren çatışmalarını detaylı bir şekilde ele alıyor. Kitap, yeni bir tarih teorisi veya savaş ve siyaset bilimine dair şaşırtıcı keşifler sunma iddiasında değil, aksine geçmişten önemli pasajları okuyucuların önüne koyarak geleceğe bir bakış sunmayı amaçlıyor. Russell, özellikle 1828-1829 yılları arasındaki savaşları derinlemesine inceliyor ve bu dönemle ilgili olarak Kont Moltke, Albay Chesney ve diğer tarihçilerin eserlerinden faydalanıyor. Bu savaşların, sadece savaş sanatı açısından bile oldukça ilginç olduğu belirtiliyor. Yazar, tarih boyunca hükümdarların ve orduların değiştiğini, ancak savaş alanlarının ve strateji ilkelerinin aynı kaldığını vurguluyor.
Eserde, İngiltere'nin Doğu'ya duyduğu endişelerden bahsedilirken, geçmişin tarihinin geleceğe ışık tutabileceği düşüncesi savunuluyor. 1877'de yazılan bu eser, o dönemdeki siyasi durumun da bir yansımasını taşıyor ve Büyük Güçlerin Osmanlı Devleti üzerindeki baskılarına dikkat çekiyor. " Ruslar’ın Türklerle Savaşları ", Osmanlı ve Rusya arasındaki çatışmaların stratejik, askeri ve politik yönlerini detaylandırırken, bu savaşların yalnızca geçmişte kalmayıp gelecekte de benzer sahnelerin yaşanabileceğini öngörüyor.