“İnfaz saatine yaklaşmış bir mahkûm gibi içimde ne var ne yoksa kâğıtlara döküyorum. Üzerimde gülle gibi ağırlık yapan her şey teker teker kaybolup gidiyor. Kendimi bulutların üzerinde hissediyorum. Bu hafifliğin sonsuza kadar sürmesini diliyorum ama birden kapı gıcırdıyor ve irkilerek gözlerimi açıyorum.”
Daktilo
Meltem Kofoğlu ilk öykü kitabı Rüzgâr Çanı'nda zengin hayal gücünün peşi sıra sürüklüyor bizleri. Başarılı kurgusu ile her öyküden sonra durup düşündüren, etkili ve kendine has diliyle zihnimizde, insanı insana anlatan tarzıyla yüreğimizde iz bırakacak bu çok özel öyküler, Kültür Bakanlığı'nın ilk eser teşvik programında desteklenmeye hak kazanarak; yazarımızın yazın hayatına güçlü bir giriş yapmasına vesile olmuştur.
“İnfaz saatine yaklaşmış bir mahkûm gibi içimde ne var ne yoksa kâğıtlara döküyorum. Üzerimde gülle gibi ağırlık yapan her şey teker teker kaybolup gidiyor. Kendimi bulutların üzerinde hissediyorum. Bu hafifliğin sonsuza kadar sürmesini diliyorum ama birden kapı gıcırdıyor ve irkilerek gözlerimi açıyorum.”
Daktilo
Meltem Kofoğlu ilk öykü kitabı Rüzgâr Çanı'nda zengin hayal gücünün peşi sıra sürüklüyor bizleri. Başarılı kurgusu ile her öyküden sonra durup düşündüren, etkili ve kendine has diliyle zihnimizde, insanı insana anlatan tarzıyla yüreğimizde iz bırakacak bu çok özel öyküler, Kültür Bakanlığı'nın ilk eser teşvik programında desteklenmeye hak kazanarak; yazarımızın yazın hayatına güçlü bir giriş yapmasına vesile olmuştur.