İnsanlık, varoluş sarmalındaki ruh ikizini bulmak adına kusursuz örtüyü aşk ile aralamak istedi.
Amaç neydi?
Aşk arayışında varoluş gerçeği bulunabilir miydi?
Kimi cesur beden; okyanusta stabil umutlar ile bilinmezliğe kulaç attı.
Kimi ürkek beden ise yıllar yılı sadece bekledi. Sonuç olarak, her biri son noktada kaderine razı oldu.
Hâlbuki varoluş gerçeğine giden aşkın yolu; kulaktaki çınlama ile tarif ediliyordu. Tek yapılması gereken: telgrafta kullanılan mors kodlarının, kulak çınlamaları ile aynı olduğunun farkına varmaktı.
Romanda, cennet kapısı anlamına gelen Ceylin ve Eymen bu kodları yazınsal dile çevirerek birbirine kavuşurlar. Aşklarını iliklerine değin yaşarlarken, hesap etmedikleri varoluş gerçeklerini de öğrenmeleri ile somut ayrılık başlar ama ruhsal birliktelik devam eder. Ceylin ölmeden önce kaleme aldığı günlüğün, ‘anahtar' anlamına gelen miftaha verilmesini manevi kardeşine vasiyet eder.
Zeynep uzun yıllar bu günlüğü miftaha vermediği için kanser olduğunu düşünerek, son görevini tamamlamak üzere rahatsızlandığı sırada sonuna kadar okuması için miftaha günlüğü teslim eder. Miftah, günlüğü okudukça bir bilinmezlikte kaybolur; kendisi ile ilgili gerçekleri öğrenince de şifre çözülür. Günlüğü kapattığı an tek bildiği gerçek: sıranın kendisinde olduğudur.
Bu kitapta anlatılanlar; benim, senin, onun kısacası her dem bir nebze umut serpilmiş yürek yansımamdır. Çevresel yaşamların harmanlandığı kurgusal bir romandır. İsim, yer, kişi, kurum ve kuruluşlar ile yakından uzaktan alakası bulunmamakla beraber, benzerlikler tesadüfîdir.
İnsanlık, varoluş sarmalındaki ruh ikizini bulmak adına kusursuz örtüyü aşk ile aralamak istedi.
Amaç neydi?
Aşk arayışında varoluş gerçeği bulunabilir miydi?
Kimi cesur beden; okyanusta stabil umutlar ile bilinmezliğe kulaç attı.
Kimi ürkek beden ise yıllar yılı sadece bekledi. Sonuç olarak, her biri son noktada kaderine razı oldu.
Hâlbuki varoluş gerçeğine giden aşkın yolu; kulaktaki çınlama ile tarif ediliyordu. Tek yapılması gereken: telgrafta kullanılan mors kodlarının, kulak çınlamaları ile aynı olduğunun farkına varmaktı.
Romanda, cennet kapısı anlamına gelen Ceylin ve Eymen bu kodları yazınsal dile çevirerek birbirine kavuşurlar. Aşklarını iliklerine değin yaşarlarken, hesap etmedikleri varoluş gerçeklerini de öğrenmeleri ile somut ayrılık başlar ama ruhsal birliktelik devam eder. Ceylin ölmeden önce kaleme aldığı günlüğün, ‘anahtar' anlamına gelen miftaha verilmesini manevi kardeşine vasiyet eder.
Zeynep uzun yıllar bu günlüğü miftaha vermediği için kanser olduğunu düşünerek, son görevini tamamlamak üzere rahatsızlandığı sırada sonuna kadar okuması için miftaha günlüğü teslim eder. Miftah, günlüğü okudukça bir bilinmezlikte kaybolur; kendisi ile ilgili gerçekleri öğrenince de şifre çözülür. Günlüğü kapattığı an tek bildiği gerçek: sıranın kendisinde olduğudur.
Bu kitapta anlatılanlar; benim, senin, onun kısacası her dem bir nebze umut serpilmiş yürek yansımamdır. Çevresel yaşamların harmanlandığı kurgusal bir romandır. İsim, yer, kişi, kurum ve kuruluşlar ile yakından uzaktan alakası bulunmamakla beraber, benzerlikler tesadüfîdir.