Saadet Nevâlesi, yüzyıllardan beri süre gelen dinî tartışma konularından biri olan elfâz-ı küfr (küfür olan sözler) kavramı hakkında Minkârî Alî Halîfe tarafından telif edilmiştir. Eserin telif edildiği dönem dinî ve sosyal hayata etki eden Kadızâdeliler ve Sivâsîler tartışmasının hararetli zamanlarına denk gelmektedir. Risâle-i Sa‘âdet-Nevâle içeriği itibariyle Kadızâdeliler ve Sivâsîlerin yazmış olduğu eserlerde de müstakil bölümler halinde bulunan elfâz-ı küfr bölümlerine benzemektedir. Bu benzerliğin nedeni dönem içerisinde birçok küfür risalesinin yazılmış olmasıdır. Risâle-i Sa‘âdet-Nevâle’yi kıymetli ve farklı kılan ise dönemin padişahı IV. Mehmed’in emri ile yazılmış olmasıdır. Minkârî Alî Halîfe eserin girişinde padişahın kendisine işaret ve ferman buyurduğunu anlattıktan sonra Kâdîhân’ın Fetevâ, Bedreddin Simâvî’nin Câmî‘ü’l- füsûleyn’i ve Bezzâzî’nin Bezzâziyye isimli eserlerinden hareketle kitabını hazırladığını söylemektedir. On iki bölümden meydana gelen eser her başlık altında, söylenmesinde küfür ihtimali bulunan ifadeleri ele almakta ve söylenilirse neden küfrün ortaya çıkacağını izah etmektedir.
Saadet Nevâlesi, yüzyıllardan beri süre gelen dinî tartışma konularından biri olan elfâz-ı küfr (küfür olan sözler) kavramı hakkında Minkârî Alî Halîfe tarafından telif edilmiştir. Eserin telif edildiği dönem dinî ve sosyal hayata etki eden Kadızâdeliler ve Sivâsîler tartışmasının hararetli zamanlarına denk gelmektedir. Risâle-i Sa‘âdet-Nevâle içeriği itibariyle Kadızâdeliler ve Sivâsîlerin yazmış olduğu eserlerde de müstakil bölümler halinde bulunan elfâz-ı küfr bölümlerine benzemektedir. Bu benzerliğin nedeni dönem içerisinde birçok küfür risalesinin yazılmış olmasıdır. Risâle-i Sa‘âdet-Nevâle’yi kıymetli ve farklı kılan ise dönemin padişahı IV. Mehmed’in emri ile yazılmış olmasıdır. Minkârî Alî Halîfe eserin girişinde padişahın kendisine işaret ve ferman buyurduğunu anlattıktan sonra Kâdîhân’ın Fetevâ, Bedreddin Simâvî’nin Câmî‘ü’l- füsûleyn’i ve Bezzâzî’nin Bezzâziyye isimli eserlerinden hareketle kitabını hazırladığını söylemektedir. On iki bölümden meydana gelen eser her başlık altında, söylenmesinde küfür ihtimali bulunan ifadeleri ele almakta ve söylenilirse neden küfrün ortaya çıkacağını izah etmektedir.