Kara’nın Frankfurt’a gitmek için bindiği uçak sert bir fırtınaya yakalanır, düşmesi an meselesidir. Ölümcül tehlikeyle burun buruna geldikleri o anda, birkaç sıra ileride Ramón belirir ansızın. Ramón üniversite yıllarında Kara’nın en yakın dostu Vince’le paylaştığı evin her daim davetsiz konuğudur. Dilediği zaman gelir, kanepelerinde uyur, mutfaklarında bulduğunu yer, dilediği zaman kimseye bir şey söylemeden çeker gider, gözden kaybolur.
Deniz Utlu bu romanında derin bir sarsıntıyı anlatırken, bir yandan da bizi biz yapan şeyin ne olduğunu soruyor: Geride bıraktıklarımız mı, yoksa henüz karşılaşmadıklarımız mı?
Kara’nın Frankfurt’a gitmek için bindiği uçak sert bir fırtınaya yakalanır, düşmesi an meselesidir. Ölümcül tehlikeyle burun buruna geldikleri o anda, birkaç sıra ileride Ramón belirir ansızın. Ramón üniversite yıllarında Kara’nın en yakın dostu Vince’le paylaştığı evin her daim davetsiz konuğudur. Dilediği zaman gelir, kanepelerinde uyur, mutfaklarında bulduğunu yer, dilediği zaman kimseye bir şey söylemeden çeker gider, gözden kaybolur.
Deniz Utlu bu romanında derin bir sarsıntıyı anlatırken, bir yandan da bizi biz yapan şeyin ne olduğunu soruyor: Geride bıraktıklarımız mı, yoksa henüz karşılaşmadıklarımız mı?