"Gözü genç olanın da yaşlı olanın da, şen olanın da yaslı olanın da Nermin Akkan'ın şiir dünyasında görebileceği ilk özellik, “şiir dili” başarısıdır. O başarı, daha kitabın adıyla kendini gösteriyor: “Sabahın Mısmıl Yüzü”...
Günümüz Türkçesinde “mısmıl” kelimesi, eti yemede dinî sakınca bulunmayan hayvanlar için kullanan, temiz ve pâk olma durumunu belirten terimleşmiş bir kelimedir. Bu anlamda kullanım, dilin günlük hayattaki şeklidir. Fakat aynı kelime “sabah”ın sıfatı yapılırsa, buradan yepyeni bir hayal doğar ki yeni bir dünya kurmak, onu kurgunun yolunu döşeyen yeni bir “şiir dil”i bulmak da böyle olur.
Belli ki pecesinde şafağı karşılamış
Çiseyle yunuk özü sabahın mısmıl yüzü
Uykuyu gecesinde yavuksuz çarşılamış
Arınık gönül gözü sabahın mısmıl yüzü
Şiir dilinin diğer önemli bir göstergesi, bir durumu, eylemi, kavramı veya nesneyi söze dökmeden manâya kavuşturmak, hayale büründürmektir. İki insanın tasviri: Biri çok üzgün, kendini kendinden bile saklayacak kadar üzgün; öteki, muhatabına duyarsız, şen şakrak, toya gider gibi, çayırında zıplayan tay gibi… Birinin eli böğründe, diğeri kuş sütü eksik sofralarda beslenen narsist!.. Şairemiz, onların mümeyyiz vasıflarını, “üzgün” ve “şen” yahut “kahrolan” ve “duyarsız” sıfatlarını hiç mi hiç kullanmadan iki ayrı dünya hâlinde şiir diliyle edebiyat iklimine aktarıyor: Tebrikler dünyaya göklerden bakan, şaire arkadaş Nermin Akkan…
Prof. Dr.Nâzım Hikmet Polat
Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yeni Türk Edebiyatı Anabilim
Dalı Öğretim Üyesi
"Gözü genç olanın da yaşlı olanın da, şen olanın da yaslı olanın da Nermin Akkan'ın şiir dünyasında görebileceği ilk özellik, “şiir dili” başarısıdır. O başarı, daha kitabın adıyla kendini gösteriyor: “Sabahın Mısmıl Yüzü”...
Günümüz Türkçesinde “mısmıl” kelimesi, eti yemede dinî sakınca bulunmayan hayvanlar için kullanan, temiz ve pâk olma durumunu belirten terimleşmiş bir kelimedir. Bu anlamda kullanım, dilin günlük hayattaki şeklidir. Fakat aynı kelime “sabah”ın sıfatı yapılırsa, buradan yepyeni bir hayal doğar ki yeni bir dünya kurmak, onu kurgunun yolunu döşeyen yeni bir “şiir dil”i bulmak da böyle olur.
Belli ki pecesinde şafağı karşılamış
Çiseyle yunuk özü sabahın mısmıl yüzü
Uykuyu gecesinde yavuksuz çarşılamış
Arınık gönül gözü sabahın mısmıl yüzü
Şiir dilinin diğer önemli bir göstergesi, bir durumu, eylemi, kavramı veya nesneyi söze dökmeden manâya kavuşturmak, hayale büründürmektir. İki insanın tasviri: Biri çok üzgün, kendini kendinden bile saklayacak kadar üzgün; öteki, muhatabına duyarsız, şen şakrak, toya gider gibi, çayırında zıplayan tay gibi… Birinin eli böğründe, diğeri kuş sütü eksik sofralarda beslenen narsist!.. Şairemiz, onların mümeyyiz vasıflarını, “üzgün” ve “şen” yahut “kahrolan” ve “duyarsız” sıfatlarını hiç mi hiç kullanmadan iki ayrı dünya hâlinde şiir diliyle edebiyat iklimine aktarıyor: Tebrikler dünyaya göklerden bakan, şaire arkadaş Nermin Akkan…
Prof. Dr.Nâzım Hikmet Polat
Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yeni Türk Edebiyatı Anabilim
Dalı Öğretim Üyesi