Cehennemi, onu cennet sanan bir köpeğin gözünden anlatmak: Kitabın amacını böyle tanımlıyor Vladimov. Sovyet dönemi Rus edebiyatının tıpkı Bulgakov, Platonov gibi değeri çok sonradan anlaşılan dehası Georgi Vladimov’un başyapıtı Sadık Ruslan, yazıldığı yıl (1965) siyasi nedenlerle yayımlanamadı. Fakat mücevher değerindeki bu kitap samizdat yoluyla elden ele dolaşarak zamanla bir kült mertebesine yükseldi ve ancak 1975’te Batı Almanya’da sansürsüz tam metin halinde yayımlanabildi.
Sibirya’daki mahkûm kamplarından birinde özel eğitimli, sahibine ve Görev’e sonsuz sadakatle bağlı bir köpektir Ruslan. Ancak bir gün, özellikle Ruslan için düşünülmesi bile imkânsız bir olay gerçekleşir ve her şey altüst olur. Annesi de bir Gulag kurbanı olan Vladimov’un kaleminden bu muhafız köpeğinin tüm benliğine ve yaşadıklarına şahit olan biz okurlar, Ruslan’la birlikte dönüşü olmayan bir yola gireriz. Ruslan’ın gözünden yansıyanlar biz iki ayaklı akıllıların ruhlarındaki acımasızlığı, barbarlığı, bencilliği tüm derinliğiyle gösterir.
Politik bir alegori, modern bir fabl veya efendi-köle öyküsü… Farklı şekillerde yorumlansa da sarsıcı bir başyapıt olduğunda hemfikir olunan Sadık Ruslan’ı Kayhan Yükseler Rusça aslından çevirdi.
Cehennemi, onu cennet sanan bir köpeğin gözünden anlatmak: Kitabın amacını böyle tanımlıyor Vladimov. Sovyet dönemi Rus edebiyatının tıpkı Bulgakov, Platonov gibi değeri çok sonradan anlaşılan dehası Georgi Vladimov’un başyapıtı Sadık Ruslan, yazıldığı yıl (1965) siyasi nedenlerle yayımlanamadı. Fakat mücevher değerindeki bu kitap samizdat yoluyla elden ele dolaşarak zamanla bir kült mertebesine yükseldi ve ancak 1975’te Batı Almanya’da sansürsüz tam metin halinde yayımlanabildi.
Sibirya’daki mahkûm kamplarından birinde özel eğitimli, sahibine ve Görev’e sonsuz sadakatle bağlı bir köpektir Ruslan. Ancak bir gün, özellikle Ruslan için düşünülmesi bile imkânsız bir olay gerçekleşir ve her şey altüst olur. Annesi de bir Gulag kurbanı olan Vladimov’un kaleminden bu muhafız köpeğinin tüm benliğine ve yaşadıklarına şahit olan biz okurlar, Ruslan’la birlikte dönüşü olmayan bir yola gireriz. Ruslan’ın gözünden yansıyanlar biz iki ayaklı akıllıların ruhlarındaki acımasızlığı, barbarlığı, bencilliği tüm derinliğiyle gösterir.
Politik bir alegori, modern bir fabl veya efendi-köle öyküsü… Farklı şekillerde yorumlansa da sarsıcı bir başyapıt olduğunda hemfikir olunan Sadık Ruslan’ı Kayhan Yükseler Rusça aslından çevirdi.