Bu kitapta, 1743 yılında Anadolu'nun şirin bir kasabası olan Safranbolu'da başlayıp 1812'de Manisa'da sona eren Safranbolulu İzzet Mehmed Paşa'nın altmış dokuz yıllık çalkantılarla dolu hayat hikayesini bulacaksınız. Dedesi ve babası sarayda görev yapmış, amcası ise Kaptan-ı Deryalık makamına erişmiş bir çocuk olarak büyüdü İzzet Mehmed. Yavaş ve emin adımlarla tırmandı kariyer basamaklarını. Meşhur sadrazamlardan Halil Hamid Paşa'nın kızı Zübeyde ile evlenmenin ayrıcalığını yaşadı. Kayınpederinin öldürüldüğü kaotik ortamdan çabuk sıyrıldı ve çok geçmeden vezirlik payesiyle ödüllendirildi. Kuzeyden güneye imparatorluğun birçok yerinde görev yaptı. En büyük büyük tecrübeyi ise Mısır Valiliği'nde yaşadı. Büyük sorunlarla boğuşmasına rağmen yılmadı. Belki çektiği bu çilelerin ödülü olarak imparatorluğun ikinci adamlığı olan sadarete yükseltildi.
Osmanlı-Rus ve Avusturya savaşlarının ardından girişilen restorasyon sürecine önemli katkıları oldu. Devrin en büyük iç gailesi olan "Dağlı Eşkıyası" ile amansız bir mücadeleye girişti, ama sonuçlandıramadı. İran'da taht değişikliğine, Venedik'in tarihin derinliklerine gömülüşüne ve Osmanlıların baş belası olan 2. Katerina'nın ölümüne tanıklık etti. Napolyon'un Mısır'ı işgaline engel olamadığı gerekçesiyle 3. Selim'in ağır hakaret ve iftiralarına maruz kalarak sadaretten azledilip önce Sakız'a, sonra Manisa'ya sürgün edildi. Burada yaşadığı on dört yıl boyunca ikbal güneşinin bir kez daha kendisine gülmesini bekledi, ama beyhude... Ölümü ecel-i mev'üd olarak kayıtlara girdi. Geride bir evlat bile bırakamadan fani dünyadan sonsuzluk diyarına göçtü. İkinci hanımı Nefise, Paşa'nın ardında bıraktığı terekesinin en azından bir kısmını kurtarabilmek için amansız bir mücadeleye girişti.
Tam on yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu kitabın büyük bölümünün arşiv kaynaklarından istifade edilerek hazırlandığını bizzat müşahede edeceksiniz...
Bu kitapta, 1743 yılında Anadolu'nun şirin bir kasabası olan Safranbolu'da başlayıp 1812'de Manisa'da sona eren Safranbolulu İzzet Mehmed Paşa'nın altmış dokuz yıllık çalkantılarla dolu hayat hikayesini bulacaksınız. Dedesi ve babası sarayda görev yapmış, amcası ise Kaptan-ı Deryalık makamına erişmiş bir çocuk olarak büyüdü İzzet Mehmed. Yavaş ve emin adımlarla tırmandı kariyer basamaklarını. Meşhur sadrazamlardan Halil Hamid Paşa'nın kızı Zübeyde ile evlenmenin ayrıcalığını yaşadı. Kayınpederinin öldürüldüğü kaotik ortamdan çabuk sıyrıldı ve çok geçmeden vezirlik payesiyle ödüllendirildi. Kuzeyden güneye imparatorluğun birçok yerinde görev yaptı. En büyük büyük tecrübeyi ise Mısır Valiliği'nde yaşadı. Büyük sorunlarla boğuşmasına rağmen yılmadı. Belki çektiği bu çilelerin ödülü olarak imparatorluğun ikinci adamlığı olan sadarete yükseltildi.
Osmanlı-Rus ve Avusturya savaşlarının ardından girişilen restorasyon sürecine önemli katkıları oldu. Devrin en büyük iç gailesi olan "Dağlı Eşkıyası" ile amansız bir mücadeleye girişti, ama sonuçlandıramadı. İran'da taht değişikliğine, Venedik'in tarihin derinliklerine gömülüşüne ve Osmanlıların baş belası olan 2. Katerina'nın ölümüne tanıklık etti. Napolyon'un Mısır'ı işgaline engel olamadığı gerekçesiyle 3. Selim'in ağır hakaret ve iftiralarına maruz kalarak sadaretten azledilip önce Sakız'a, sonra Manisa'ya sürgün edildi. Burada yaşadığı on dört yıl boyunca ikbal güneşinin bir kez daha kendisine gülmesini bekledi, ama beyhude... Ölümü ecel-i mev'üd olarak kayıtlara girdi. Geride bir evlat bile bırakamadan fani dünyadan sonsuzluk diyarına göçtü. İkinci hanımı Nefise, Paşa'nın ardında bıraktığı terekesinin en azından bir kısmını kurtarabilmek için amansız bir mücadeleye girişti.
Tam on yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu kitabın büyük bölümünün arşiv kaynaklarından istifade edilerek hazırlandığını bizzat müşahede edeceksiniz...