Safevî İmparatorluğunun altın çağını yaşatan hükümdar Şah Abbas olsa gerek. Büyük dedesi Şah İsmail’in temellerini attığı devleti, erken modern dönemin büyük bir imparatorluğu haline getiren Şah Abbas’ın hayatı, 16 ve 17. yüzyıllar İran tarihinin adeta bir özü gibi. Cihanın Yarısı kabul edilen Isfahan’ın baştan inşası, yeni ve korunaklı bir başkent haline getirilmesi, Şah’ın Noktavî dervişleri ile ilişkisi, On iki İmam Şiiliğinin resmî din haline getirilmesi gibi birçok farklı tema bu küçük cilde ustalıkla sığdırılmış. Erdebil’de bir tarikat şeyhinin soyundan gelen Şah Abbas’ın Isfahan’dan Meşhed’e yalın ayak yürümesi, müneccimbaşısının tavsiyelerine uyması gibi ayrıntılar, onun hayatını renklendiren unsurlar arasında. Batı’da Osmanlı cephesinden, doğuda Özbek cephesine, Babür şahları ile dostluktan, Avrupalı misyonerlerle din tartışmalarına kadar geniş bir yelpazede Şah Abbas’ın sürükleyici hayatını bir solukta okuyacaksınız.
Safevî İmparatorluğunun altın çağını yaşatan hükümdar Şah Abbas olsa gerek. Büyük dedesi Şah İsmail’in temellerini attığı devleti, erken modern dönemin büyük bir imparatorluğu haline getiren Şah Abbas’ın hayatı, 16 ve 17. yüzyıllar İran tarihinin adeta bir özü gibi. Cihanın Yarısı kabul edilen Isfahan’ın baştan inşası, yeni ve korunaklı bir başkent haline getirilmesi, Şah’ın Noktavî dervişleri ile ilişkisi, On iki İmam Şiiliğinin resmî din haline getirilmesi gibi birçok farklı tema bu küçük cilde ustalıkla sığdırılmış. Erdebil’de bir tarikat şeyhinin soyundan gelen Şah Abbas’ın Isfahan’dan Meşhed’e yalın ayak yürümesi, müneccimbaşısının tavsiyelerine uyması gibi ayrıntılar, onun hayatını renklendiren unsurlar arasında. Batı’da Osmanlı cephesinden, doğuda Özbek cephesine, Babür şahları ile dostluktan, Avrupalı misyonerlerle din tartışmalarına kadar geniş bir yelpazede Şah Abbas’ın sürükleyici hayatını bir solukta okuyacaksınız.