Şah İsmail'e ilgim aslında, ilkokul yıllarımda köyümde yapılan bir Cem töreninde Şah Hatâyî ismi geçtiğinde törende bulunan insanların ne kadar büyük bir saygıyla eğildiklerini gördüğümde başlamıştı. Şah Hatâyî kimdi? Nasıl ulu bir kişiydi ki, cemdekiler Hz. Ali ve Hz. Hüseyin gibi adı geçtiğinde saygıyla eğiliyorlardı. 15. yüzyılın son çeyreğinde Erdebil'de dünyaya gelen Şah İsmail, kendini tarikatın siyasallaşması sonucu ortaya çıkan kargaşa ortamında bulmuştur. Çocukluğu baskı altında ölüm korkusuyla geçmiş, sanatı da dedesi Şeyh Cüneyd ve Babası Şeyh Haydar'ın halifeleri olan Anadolulu Kızılbaş dedelerin verdiği tasavvufi bilgiler ışığında gelişmiştir. 38 yıl gibi kısa bir yaşamı olan Şah İsmail'in, savaş alanlarında kazandığı başarılarının yanı sıra kalemini bir kılıç gibi son derece etkili kullanabilen nadir devlet adamlarındandır. Hatâyî tapşırmasını (mahlasını) kullanarak şiirler yazan Şah İsmail Azeri halk edebiyatının en büyük ustası sayılmıştır. Yazdığı şiirler Anadolu insanının ruhunu okşamış ve bilincine yerleşmiştir. Şah İsmail Alevi-Bektaşi- Kızılbaş halk edebiyatında da Yedi Ulu Ozandan biridir. Alevi-Bektaşi-Kızılbaş Cem törenlerinde Hatâyî mahlaslı şiirleri, deyişleri vazgeçilmez bir inanç ve kültür unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Seçkin Türkçe ve Farsça yapıtlar veren Şah İsmail şiirlerinde, heyecanlı bir sanatçı ruhu ile lirizmi yer yer bütünleştirmiştir. İnancına ve davasına son derece bağlı olan Şah İsmail'in dizelerinde, Hurufilik inancının etkisi görülür. Bu açıdan Habibi ve Nesimi gibi ustalardan yararlandığı söylenebilir. Şah İsmail'i ünlü ve ölümsüz bir şair yapan daha çok da On İki İmamlar ve nesline söylediği deyiş ve şiirlerdir.
Şah İsmail'e ilgim aslında, ilkokul yıllarımda köyümde yapılan bir Cem töreninde Şah Hatâyî ismi geçtiğinde törende bulunan insanların ne kadar büyük bir saygıyla eğildiklerini gördüğümde başlamıştı. Şah Hatâyî kimdi? Nasıl ulu bir kişiydi ki, cemdekiler Hz. Ali ve Hz. Hüseyin gibi adı geçtiğinde saygıyla eğiliyorlardı. 15. yüzyılın son çeyreğinde Erdebil'de dünyaya gelen Şah İsmail, kendini tarikatın siyasallaşması sonucu ortaya çıkan kargaşa ortamında bulmuştur. Çocukluğu baskı altında ölüm korkusuyla geçmiş, sanatı da dedesi Şeyh Cüneyd ve Babası Şeyh Haydar'ın halifeleri olan Anadolulu Kızılbaş dedelerin verdiği tasavvufi bilgiler ışığında gelişmiştir. 38 yıl gibi kısa bir yaşamı olan Şah İsmail'in, savaş alanlarında kazandığı başarılarının yanı sıra kalemini bir kılıç gibi son derece etkili kullanabilen nadir devlet adamlarındandır. Hatâyî tapşırmasını (mahlasını) kullanarak şiirler yazan Şah İsmail Azeri halk edebiyatının en büyük ustası sayılmıştır. Yazdığı şiirler Anadolu insanının ruhunu okşamış ve bilincine yerleşmiştir. Şah İsmail Alevi-Bektaşi- Kızılbaş halk edebiyatında da Yedi Ulu Ozandan biridir. Alevi-Bektaşi-Kızılbaş Cem törenlerinde Hatâyî mahlaslı şiirleri, deyişleri vazgeçilmez bir inanç ve kültür unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Seçkin Türkçe ve Farsça yapıtlar veren Şah İsmail şiirlerinde, heyecanlı bir sanatçı ruhu ile lirizmi yer yer bütünleştirmiştir. İnancına ve davasına son derece bağlı olan Şah İsmail'in dizelerinde, Hurufilik inancının etkisi görülür. Bu açıdan Habibi ve Nesimi gibi ustalardan yararlandığı söylenebilir. Şah İsmail'i ünlü ve ölümsüz bir şair yapan daha çok da On İki İmamlar ve nesline söylediği deyiş ve şiirlerdir.