Bir şairin içinde yetişmiş olduğu muhitin, sosyo-kültürel etkenlerin, beslendiği edebi geleneğin duygu ve anlam dün-yasına etkileri olsa da tarihe mal olmuş büyük şairler yaşadı-ğı dönemin kabullerini aşarak yeni bir çığır açmış öncü şah-siyetler olmuşlardır. Zira şairin gücü meramını muhatapla-rına ustaca anlatmasıyla sınırlı olmayıp kendine özgü dü-şüncelerini yine kendilerine özgü ifade kalıpları ve üslupla zenginleştirmeleri, kendi kelimelerini yaratmaları ile ilgili-dir. Bu yönleriyle usta şairler kelimelerle şiir söylememişler, onların şiirleri kendi kelimelerini meydana getirmiştir. Ta-savvuf tarihinde silinmez izler bırakmış olan İbnü’l-Arabî de böyle şahsiyetlerden biridir. Yaşadığı özel tecrübeleri ehline hem aşikâr kılmayı hem de ehil olmayanlardan gizlemeyi hedeflemiştir. Bu bakımdan onun şiiri sırların ifşası ve giz-lenmesi noktasında tam da üslûbuna yaraşır bir şekilde iki zıt işlevi birden görmüştür.
Bir şairin içinde yetişmiş olduğu muhitin, sosyo-kültürel etkenlerin, beslendiği edebi geleneğin duygu ve anlam dün-yasına etkileri olsa da tarihe mal olmuş büyük şairler yaşadı-ğı dönemin kabullerini aşarak yeni bir çığır açmış öncü şah-siyetler olmuşlardır. Zira şairin gücü meramını muhatapla-rına ustaca anlatmasıyla sınırlı olmayıp kendine özgü dü-şüncelerini yine kendilerine özgü ifade kalıpları ve üslupla zenginleştirmeleri, kendi kelimelerini yaratmaları ile ilgili-dir. Bu yönleriyle usta şairler kelimelerle şiir söylememişler, onların şiirleri kendi kelimelerini meydana getirmiştir. Ta-savvuf tarihinde silinmez izler bırakmış olan İbnü’l-Arabî de böyle şahsiyetlerden biridir. Yaşadığı özel tecrübeleri ehline hem aşikâr kılmayı hem de ehil olmayanlardan gizlemeyi hedeflemiştir. Bu bakımdan onun şiiri sırların ifşası ve giz-lenmesi noktasında tam da üslûbuna yaraşır bir şekilde iki zıt işlevi birden görmüştür.