Modern şiir, daha henüz başlangıcında düzyazıyı prozatörlerin elinden "nesri" kurtaralı beri şiir düz de yazılıyor.
Öte yandan modern şiirin içinde de bir düzyazıya dönüş, yani kumlarda gemi yürütmek eğilimi hep var.
Şair için düzyazı, suyun kaldırma kuvvetinden daha az gerçek değil, ondan kopamıyor; tıpkı yazarımız Halil Gökhan gibi. Türler arasında şiirsellikle sörfünü sürdüren şairin basılmış ilk şiir kitabı "Yaz" ve şiirsel günlüğü "Urbaga" ikisi ilk kez bir arada ve daha da uzak birbirlerinden.
***
Beşinci yaz. Alevler. Evin. Bazı geceler.
Gitmelisin derken bana, o kal çığlıkların
Acıların beyaz ters gömleği, kader kameri
ve ay sonları
Dolunay. Sırsızlık. Aramızda birkaç fersah
karanlık ve bin defter
yazdım o geceyi. Sen o gecede değildin.
Sen hiç yoktun.
(YAZ)
"Uzayda yaşasaydık hiç ölmezdik. Sürtünmezdik. Belki acıkmazdık ve hiç sevişmezdik de. Uzayda insan türünün döllenemediği gerçeği içgüdülere de gem vururdu ve seks aklımıza gelmezdi. Sadece boşlukta asılı kalırdık.Küçük gezegen ve yıldızlardan uzakta sadece asılı kalırdık.
Geometri safdışı kalırdı. Fizik de. Anayasalar da insan hakları da.
Yerçekimi her şeyi öldürüyor evet."
(URBAGA)
Modern şiir, daha henüz başlangıcında düzyazıyı prozatörlerin elinden "nesri" kurtaralı beri şiir düz de yazılıyor.
Öte yandan modern şiirin içinde de bir düzyazıya dönüş, yani kumlarda gemi yürütmek eğilimi hep var.
Şair için düzyazı, suyun kaldırma kuvvetinden daha az gerçek değil, ondan kopamıyor; tıpkı yazarımız Halil Gökhan gibi. Türler arasında şiirsellikle sörfünü sürdüren şairin basılmış ilk şiir kitabı "Yaz" ve şiirsel günlüğü "Urbaga" ikisi ilk kez bir arada ve daha da uzak birbirlerinden.
***
Beşinci yaz. Alevler. Evin. Bazı geceler.
Gitmelisin derken bana, o kal çığlıkların
Acıların beyaz ters gömleği, kader kameri
ve ay sonları
Dolunay. Sırsızlık. Aramızda birkaç fersah
karanlık ve bin defter
yazdım o geceyi. Sen o gecede değildin.
Sen hiç yoktun.
(YAZ)
"Uzayda yaşasaydık hiç ölmezdik. Sürtünmezdik. Belki acıkmazdık ve hiç sevişmezdik de. Uzayda insan türünün döllenemediği gerçeği içgüdülere de gem vururdu ve seks aklımıza gelmezdi. Sadece boşlukta asılı kalırdık.Küçük gezegen ve yıldızlardan uzakta sadece asılı kalırdık.
Geometri safdışı kalırdı. Fizik de. Anayasalar da insan hakları da.
Yerçekimi her şeyi öldürüyor evet."
(URBAGA)