Sakindi Oranın Şafakları

Stok Kodu:
9789757530633
Boyut:
13x20
Sayfa Sayısı:
192
Baskı:
4
Basım Tarihi:
2021-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%25 indirimli
156,00TL
117,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 14,30TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9789757530633
1124956
Sakindi Oranın Şafakları
Sakindi Oranın Şafakları
117.00

Sakindi Oranın Şafakları’nda, sovyet kadın askerlerden oluşan cephe gerisindeki bir uçaksavar müfrezesinin komutanının gözünden hiç hesapta olmayan bir çarpışmaya şahit oluyoruz. Komutan ve kadınlar bir Nazi paraşüt birliğiyle kıran kırana bir çarpışmaya giriyorlar ve var güçleriyle anayurtlarını savunuyorlar.

“Bu göğüs göğüse savaşta tek şeyi biliyordu başçavuş: Gerilemek olmazdı. Bu kıyıda, Almanlara bir karış toprağı kaptırmamak gerekiyordu. Ama zor, ama umutsuz, olsun tutunmak vardı, tutunmak. Bu konumda tutunmak, yoksa çiğnerlerdi adamı ve o zaman her şey mahvolurdu. Öyle bir duyguya kapılmıştı ki, Vaskov o an, sanki sırtıyla koca Rusya'yı örtmüş, kanadını ona germişti. Sanki o, Fedot Yevgrafiç, yurdunun en son oğlu, savunucusuydu... Ve o anda dünyada başka kimseler yoktu. Yalnız o, düşman ve Rusya vardı... Yalnız kim bilir nasıl üçüncü bir kulağıyla da kızları dinliyordu: Ateşleniyor muydu silahları, yoksa susmuş muydu? Ateşleniyorsa, sağ salimdirler demek. Demek kendi cephelerini, kendi Rusya'larını tutuyorlar henüz, savunuyorlar!”

Sakindi Oranın Şafakları’nda, sovyet kadın askerlerden oluşan cephe gerisindeki bir uçaksavar müfrezesinin komutanının gözünden hiç hesapta olmayan bir çarpışmaya şahit oluyoruz. Komutan ve kadınlar bir Nazi paraşüt birliğiyle kıran kırana bir çarpışmaya giriyorlar ve var güçleriyle anayurtlarını savunuyorlar.

“Bu göğüs göğüse savaşta tek şeyi biliyordu başçavuş: Gerilemek olmazdı. Bu kıyıda, Almanlara bir karış toprağı kaptırmamak gerekiyordu. Ama zor, ama umutsuz, olsun tutunmak vardı, tutunmak. Bu konumda tutunmak, yoksa çiğnerlerdi adamı ve o zaman her şey mahvolurdu. Öyle bir duyguya kapılmıştı ki, Vaskov o an, sanki sırtıyla koca Rusya'yı örtmüş, kanadını ona germişti. Sanki o, Fedot Yevgrafiç, yurdunun en son oğlu, savunucusuydu... Ve o anda dünyada başka kimseler yoktu. Yalnız o, düşman ve Rusya vardı... Yalnız kim bilir nasıl üçüncü bir kulağıyla da kızları dinliyordu: Ateşleniyor muydu silahları, yoksa susmuş muydu? Ateşleniyorsa, sağ salimdirler demek. Demek kendi cephelerini, kendi Rusya'larını tutuyorlar henüz, savunuyorlar!”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat