Şakıyan’da bütün evlerin kapıları aynı anda çalındı. Çalındı çalınmasına ya, kimse tenezzül edip de kapısını açmaya yanaşmadı. İnsanlar, zamanın dokusunu bozacak her çabayı peşinen reddettiklerinden; yaşamlarına sündüre sündüre bir çekyatlarında, bir yataklarında, bir kuyu başlarında, bir kahve köşelerinde, artık nasıl ezberledilerse öyle devam ettirdiler. Kayıp bir geçmişten beri yapılan o büyük ikaz duyulmadı. Kimi zaman sert rüzgârlar çaldı bu kapıları; kimi zaman ekinleri çürüten, taşları çatlatan bir yağmur; kimi zaman da çıldırmadan ölmenin mümkün olmadığı bir hastalık... Ersin Yılmaz, Şakıyan’ın Alametifarikası adlı ikinci öykü kitabında yangın metaforu üzerine sisli bir şehir inşa ediyor.
Şakıyan’da bütün evlerin kapıları aynı anda çalındı. Çalındı çalınmasına ya, kimse tenezzül edip de kapısını açmaya yanaşmadı. İnsanlar, zamanın dokusunu bozacak her çabayı peşinen reddettiklerinden; yaşamlarına sündüre sündüre bir çekyatlarında, bir yataklarında, bir kuyu başlarında, bir kahve köşelerinde, artık nasıl ezberledilerse öyle devam ettirdiler. Kayıp bir geçmişten beri yapılan o büyük ikaz duyulmadı. Kimi zaman sert rüzgârlar çaldı bu kapıları; kimi zaman ekinleri çürüten, taşları çatlatan bir yağmur; kimi zaman da çıldırmadan ölmenin mümkün olmadığı bir hastalık... Ersin Yılmaz, Şakıyan’ın Alametifarikası adlı ikinci öykü kitabında yangın metaforu üzerine sisli bir şehir inşa ediyor.